NİZAMETTİN MAHALLE KOMŞULARIMIZ VE ORDU ŞEHRİNDE TANINMIŞ RENKLİ SİMALAR

BOZTEPE HAKKI ALAY

MAHALLEMİZİN SAKİNLERİNDEN ETKİNLİKLER TANITIMLAR


YOROZ TEPESİNDEN ORDUNUN BOZTEPESİ VE ETEĞİNDEKİ İLİMİZİN GÖRÜNTÜSÜ
,


ALAYLAR MEVKİİNDEN ŞEHRİN GÖRÜNTÜSÜ



ŞEHRE BAŞKA AÇIDAN BAKIŞ


HAKKI ALAY  EVİMİZ  NİZAMETTİN MAHALLESİ


HAKKI&FATMA  2013 AĞUSTOS


HAKKI ALAY & ÖMER KOŞAR



   
FATMA&ŞAHİNDER 2013                                    FATMA &HAKKI







AİLEMİZ    HAZİRAN 2013


 BAHÇEMİZDE DİNLENME  HAKKI& ÖMER     FATMA&ŞAHİNDER

   

MAHALLEMİZDE YÖRESEL OYUNLARIMIZ UNUTULMAMIŞTIR.





1950 ÖNCESİ ORDU USTALAR, TANINMIŞ RENKLİ KİŞİLER

Şehrin renkli ve usta kişileri

Ali Demirel Kantarcı, ;

Nalbant Hamdi Gönül, Hancı Murat

Semer ustaları: Şükrü Usta, Mübadil Hüseyin, Mustafa usta, Sürmeneli Hakkı

Atarabacı Cingen Cemal

Çilingirciler , Vasfi Usta, Haydar, İhsan kardeşler, Üzeyir usta şemsiyeci ve tamiri.

At koşum tamircileri, İbrahim usta, Eğerci Mehmet

Sıvacı ustaları: Kamil usta, osman usta

Yangın Ahmet, Çingene Cemal at arbacıları

Sırt Hamalları Küpçüoğlu Turgut, Boztepeli Hüseyin

Ünlü fabrika baş hamalları ;Nuri, Cafer, Yusuf

Demirci ustaları ; Ali Usta, Arap, Mehmet

Renkli simalar;   Domuz Ali, Mürvet Dayı, çöpçü çavuşu, bekçi başı, balıkçı İbrahim, Karpuzcu Alişan, Sebzeci Tahsin, Cüce Ahmet; Ahmet ve İhsan beyler, Topal Remzi, Kahveci Nurittin, Eczacı Oktay, baba Abdullah, Hamsici Şevket,

Halk Ebesi: Nezaket ; Belediye Ebesi; Fermanlı Hanım, o yıllarda kadınların aile hekimiydi.

Balıkçı karısı ve her türlü göz nazarı için kurşun döken Firdevs nene meşhurdu. Yılancık, temro, siğil tedavisi yapan Nahide ve Elfide  teyzeler vardı. Kırık çıkıkçı keçiköylü Safet Abla vardı. Yemişlide Göbüdo Hüseyin ve oğlu Nurettin   kırık çıkık, meşhur adamlardı,

Utçu Meline ve Neziye iyi düğün yaparlardı. Kaniye teyze iyi fal bakardı.  Camış, inek, tosun bakan deli Emine iyi bir hayvancılık  yapardı. Erkek Rabiya, bohçacı cemile, Küpüçoğlu Hayriye, Radyo Hatçe, Deşük seher, meşhur Elmalık Mahalle  sakinleriydiler. Gasnak Dursun, Ermeni Murat, Nenenin Şükrü, Lastikçi Tevfik  kulağı kesiklerdendi.

Tombalacı Mevlüt, halkacı Kenan, küpçü pehlivan Dayı, kemençeci Kör Osman, tavukçu Aslan, Sünnetçi Hasan, düdükçü Mustafa, Piç hoca, Arap isa, Deli Yaşar, Deli Durmuş, Deli Muharrem, Çete Cemal, deli Aptu, Gulle Mustafa, ıskatçı, panik Mustafa, Deli Fatma, Taranoğlu Ali, Sucu Safinaz, Kasap salih, deli Ahmet, Foto derviş, berber tatar,Kahveci Melik, Hafız Yusuf, Hafız Cimit, Salih dayı,Kızılbaş Tevfik dayı, piç kadir, horozcu Ali Dayı, renkli simalardı.

Cip Namık, Sarı Cemil, dört beş Mehmet şarapçı Yusuf, Dişçi sarı Avni, sinemacı Bican, Sarı Ali, ceccal osman, Torik Necmi, ayı nihat, kepeelek Mustafa,

Laz Hamdi, Gavur İmam, Kaptanın şükrü, Cemal Ağa, Sarı hafız, kör adem, Gotanı İmamı, turnalık valisi, Kargıoğlu Hakkı, Ünyeli Mehmet, Musabaşoğlu   ali, Durmuş Hoca, Yunus Hoca, Melihin Ali, Alucralı Sami, Helimin Mehmet, Orhan Yaraş, Topal Fuat,

Dr.Dikran Toraman, Dr Sefer Altan, Beşir Bey, Haznedar Behrem bey, Papaz Aişak Efendi, Pazmandoğlu Hüseyin, Kürdoğlu Salim, Hamamcı Tahsin, Dıgı Mehmet, Mıdı Mehmet, Acem Muharrem, Hacı Yanski, Memülü, Kasımoğlu Hüsnü, süvarinin Mahmut Ali, Çelebioğlu Ahmet Efendi, Musabaşoğlu Ali ağa, Paşaoğlu Hüseyin Efendi, Felekzade Hüseyin, Kahramanağa, Temel Karadağ, Gözükanlı Salim Efendi, Fişekçi Dursun, Ferhat Ağa, Fevzi Ağa, sefer, Halit Kahraman, fırıncı İspirli, Lokantacı Temel Usta, Köfteci Ali Oktay,  Av bayi Ali Yazıcı, Tüccar Deli Hüseyin, Kaymakamın Nazım, Hakim Sadoğlu Mehmet Bey, Mübaşir Ayı Nevzat, Belediye Başkanı uzuloğlu Fazıl Sözer, Kara İsmet, 


                                       1950  Lİ YILLARDA BAZI İŞADAMLARI 

İŞ ADAMLARINDAN BAZILARI;

 

Şevket İmece, Niyazi yener, Hamza Köse, İbrahim Maden, Osman Bacınoğlu, Halil Balcı, Mühendis Armenak, Odacılar(uzmanlar), Celal Altınel, Rasim Odabaş, Halit Çebi, Adem Köksal, İdris Furtun, Aslan AKIN, Bayram Yürür, Sıtkı Bacınoğlu, Vehbi Turnalı, Hamdi lütfü Çebi

İlk Belediye Başkanı Şair Tıflı Efendidir. Sonra Felekzade Süleyman Ağa Belediye Başkanı olmuştur. Süleyman Ağa Kuylu Köyüne Hatay dan gelip yarleşmiş aile bireyidir. Süleyman Ağa dan sonra Trabzon Sürmene eşrafından Furtunzade Yusuf Bey Belediye Başkanı olmuştur. Yusuf Bey de son derece çalışkan iş bitirici  insancıl kimseydi. Atatürk Orduya gelince Yusuf Bey takdir etmiştir. Rusların Giresuna kadar geldikleri ve gelen göçmenlerin ikametgahı ve toplumla kaynaşmasında adaleti sağlayabilmiştir. Ancak ne yazık ki…ölümü Dilaver adlı bir muhacirin elinden  olmuştur.

MUSABAŞOĞLU ALİ AĞA

Boyu 1,90 aşan, 130 kg ağırlığı ile dev cüsseli olup bindiği eşek üzerinde ayakları yere değen pala pos bıyıklı haliyle bir başpehlivan görünüşü vardı. Bıyıklarından dolayı ağzı görünemezdi. Aynı özellikte yalnız 80-90 cm boyutunda cücesi vardı. Daima onu takip ederdi. Onun giysileri çok şatafatlı idi.

Şimdiki Takıl Pazarının yanında Belikırıkoğlu  Mağazasının olduğu yerde Makinede çorap, iç fanila, Kadın giysileri ördürüp satardı. Eşeği yerli eşek değil Midilli cinsinden eşekti. Eğer ve koşum takımları süslüydü ki  herkes hayran kalırdı.

ALİ RIZA GÜRSOY

Kiraz limanı Sakinlerinden olup 1948- 1957 Yıllarında Ordu belediye Bakanlığı yapmıştır. Önceleri CHP den iki dönem belediye Başkanı olan Ali Rıza Gürsoy demokrat Partiye geçerek 1956 yılında 3. Dönem olarak ta Belediye Başkanlığını kazanmış ancak  görevini yapamadığı gerekçesiyle  Belediye Meclisince görevden alınmış yerine Başkan yardımcısı Fazıl Sözer Belediye Başkanı olmuştur.

MUSTAFA VE ZEKİYE KARAYEL

Fındık Tüccarı olan Mustafa Bey Perşembe İlçesinden Ilgıtzadeler,in kızı Diş Hekimi Zekiye Karayel ile evlidir. Demokrat Partinin il genel meclisi ve il başkanlığında da bulunmuştur. 27 Mayıs İhtilali günü   Nizam Furtun ve Ayıboğan Akden şimdi nasıl kendini savunacaksın bakalım diye ona seslenirler. Valiliğe gider ancak Vali görevden alınmış Ankaraya yola çıkarılmış. Akşama doğru parti üyeleri gözaltına alınırlar  ve 2 gün sonra takip edilmek üzere bırakılrlar. 1963 yılında Demirel’le görüşerek AP de siyasete devam ederler.

EYUP USTA

Eyup usta hem fırıncı, hem çapulacı, Eyup usta her yıl Çambaşına çıkar orada mesleğini yapardı. Herkese yardım eden ve nükteleriyle  ün salan kişidir. Yayladaki dükkanında kollu çevirmeli eski tip telefonuyla  iletişim işlerin görürdü. Yine bir gün telefonla muziplik yapar. Bir akşam üzeri  At üzerinde Karagölden çambaşına dönen  hakim Şadoğlu ve ekibi Eyup Ustanın dükkanında Orduya gitmek üzere vasıta bekler. Eyup usta telefona sarılıp çevirmeye başlar, güya Ordudan araç istemektedir. Ancak telefonun kablosu açıktadır. Hakim umutla bekler ama vasıta gelmez. Hakime bunun şaka olduğunu orada bulunan bir kişi anlatır. Hakim “bu yaşıma geldim böyle bir şaka görmedim” der zoraki de olsa gülümser. Eyup usta o gece Hakim ve ekibini misafir eder ve sabahleyin ilk araçla Orduya yolcu eder.

AHMET CEMAL MAĞDEN

Ahmet Cemal Mağden:  Rus işgaliyle gelen göçmen olup orduda geniş araziye sahip olmuş, fındık üretmiş zenginleşmiş kişidir. Civil- Melet arasını tarıma açmıştır. Ordu ilk valisi Recai Beyin köşkünü de almıştır.( KÖŞK APARTMANI)

Ahmet Cemal Mağden mallarını hayır işlerinde kullanmayı Halkın ininde saygın yerini almayı bilmiştir. Şimdiki Huzur Evi, Cami, çocuk Esirgeme Kurumu  ve daha bir çok kurumun arsalarını kendisi bağışlamıştır. Tek oğlu Cemal hayatta değildir. Şehrimizin eski ailelerinden Paşaoğlu Hüseyin Efendinin torunları Osman, Orhan Yaraş ve Osman Yatağan damatlarıdır.

KAHRAMAN SAĞRA

Temel ve Kahraman Sağranın babaları  Kahraman Sağra,  Şeyhoğlu Ailesindendir.Damatları Tevfik Bey ve Galip Felektir.  Uzunisa Bucağı Bayadı Köyündendir. Köyünde konağı olduğu gibi Selimiye Mahallesi Paşaoğlu Etnoğrafya Müzesinin hemen önünde kahraman Sağra Konağı da vardı. Bu konak şimdilerde Fındık Müzesi olarak restore edilmiştir. Kahraman Bey Süleyman Ağa zamanında Belediye Başkanlığında da bulunmuştur. Hanım ağa Kaniye Hanım ise Bulancak eşrafından olup “Bozatlı Hanım” diye anılırdı. Uzunisa, Kovancı, Bayadı Köylerinde geniş fındık bahçeleri vardı.

Kahraman sağra Fındığı ilk işleyen ve sanayi mamülü haline getiren ve bu alanda fabrikalar kuran, dış ülkelerle bağlantı kuran kişiydi. Kendisi ölünce evlatları bu yolda faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. 1957 yılında CHP Milletvekili olarak Meclise gitmiştir. Oğlu Ünal Sağra Alman Kadın ile evlenmiş bu sayede de   sermaye ve Pazar yaratıp  SARELELE , NUGATELLA  Markalarını yaratmıştır.

Süleyman Ağanın Kahyasının öğüdü;

AĞANIN MALI, MARABANIN CANI GİDERMİŞ”

Çok kar yağan bir kış günü köylüler Süleyman Ağanın kapısını çalarlar. Ağam açız biraz zahire der. Süleyman Ağa  Kahyasına köylüleri göndermesini zahire veremeyeceğini söyler.Kahya köylüye dönerek şü sözü söyler,” Sabah öğününü geç yiyin, Öğleyi savuşturun, akşamda erken yatın” der köylüleri  köylerine yolcu eder.

 

ÇELEBİOĞLU AHMET EFENDİ

Trezili ve Karapınar Köyleri ile Civil Irmağı arasında büyük toprağa sahip Ahmet Efendi saygın, yardımseverliği yanında iyi bir nüktedanmış.Eskiden Köprübaşında hanlar varmış ve gelen köylüler burada yatar kalkarlarmış.

Birgün Yürürler İşhanına atı üzerinde bir adam gelir ve “bugünlerde Yaylaya gideninde, gitmeyeninde küfür edip; kendisinden ayı postu isteyen Valiye, Çok samimi dostu Musabaşoğlu Ali’yi getirip, “sen ölüsünü isterdin ben canlısını getirdim, işte palağıda peşindedir vali Bey ……

 

NAZIM FELEK

Şehrin kurucusu Süleyman Felek’in yeğeni Nazım Felek ; Çatalkaya Köprü Yaptırma Derneğinin başkanı olmuştu. Ordunun Köylerine ulaşmanın  yolu bu köprüydü. Bu köprü 20 ye yakın köyün ulaşımı yanında yaylacılar için daha elzemdi. Kısa yoldan Bakacak, Yolaydın Köylerine  tez varılacaktı. Karayolları 7. Bölge Müdürlüğünden  20 bin liralık ödenek çıkarttırarak 1956 yılında projesi yapılan Köprünün yapımını sağlamıştır.


FERHAT AĞA (FERHAT NASUHBEYOĞLU)

Yaklaşık 300 sene önce Kayadibi ve Günören Köyü ne gelip yerleşen ailen torunu olan Ferhat Ağa  ailesi Köylerini ve yakın köyleri tarım arazisi haline getirerek topraksız köylülere arazi dağıtan ve  en fazla fındık üreten  ağa olarak anılır. 1946 yılında DP Ordu kurucuları arasına girer. Fatsa Aybastı yolunun açılmasında Devlet ve Milletle beraber  kendi bedeni olarak ta çalıştığı  anlatılır. Bir sürede il genel meclisi üyeliği de yapmıştır. Ölümünden sonra  iki oğlu  arazilerin yönetimini almış , özellikle  oğlu Galip Köymen ağalığın devam ettirmiştir. Selimiye Mahallesi Taşocak Caddesinde 40 odalı (Sarı Konak ) birkaç zengin elinde el değiştirsede Galip Köymenin olmuştur.

Diğer Köy Ağaları;

Karacaömer köyü  : Katırcıoğlu Rıfat, İbrahimoğlu Mehmet, Reşat Ağalar

Uzunisa  Bucağı        : Kahraman, Temel,İzzet, Sait, Hulusi, Salih, Mehmet

Eskipazar Köyü          : Alanoğlu Durmuş, Mehmet Ağa

Akçatepe  Köyü          : Osman ağa, Hasan Kahyanın Necat ve oğlu Ferhat

Başköy( Canas)           : Kalyoncuoğlu Ali ve oğulları;  Salih ve Yunus Ağalar

Akpınar Köyü              :   Kadıoğlu Hüsnü Efendi,

Uzunmusa Köyü         :  Fevzi ve oğulları; sefer, temel ağa

Sağırlı  Köyü                 : Uzunömeroğlu Ömer Ağa

KayaDibi Köyü              : Nasuhbeyoğlu servet, Osman Ahmet Ağalar

Yukarıtepe Köyü            : Cıngıroğlu Cemal Ağa

Boztepe Köyü                   :Ahmet Varol

Teyneli Köyü                     :Molla Ömeroğlu Selim Ağa

Kıran Yağmur Köyü      : Alaybeyoğlu Macit, Mesut, Seferoğlu, Beytullah ağalar,

Akpınar Köyü                   :Zıpıroğlu Abdurrahman Ağa

Gülyalı İlçesi                      :Cörütoğlu Tevfik, Ahmet Ağa

HANDAN ABLA

Merkez Zaferi Milli Mahallesinde 1915 techir sırasında babasını kaybetmiş, Annesi ile yaşayan  kişidir. 1940 yılında çıkan sadece gayri Müslimlerden alınan Varlık Vergisi ile boğuşmuş ve babadan kalan mallarını kaybetmiş zor şartlarda yaşamaya çalışmış kimsedir. Kendisi örgü makinesi ile çorap, fanila örgüsü ve düğünlerde mandolin çalarak, yemek yaparak geçimini sağlamıştır. Bahçesini ve evini Kamil Furtun almış. Cenazesinde  Handan Hanım Malımı aldın benimle helalleşmeden nereye gidiyorsun diye sitem ettiği söylenmektedir. O yıllar Varlık vergisini ödeyemeyenler Erzurum Aşkaleye sürgüne gönderilirmiş.

Handan Hanım sonra Demokrat Parti kadın kollarında gönüllü olarak çalışmıştır.

 

SÜLEYMAN FELEK BİR OLAY

Şehirde başıboş köpekler öyle çoğalmış ki her atrafta başıboş köpeklerden şikayetler var. Belediye köpeklerin öldürülmesini kararlaştırır. Ancak şehrin ileri gelenleri karşı çıkar. Bunun üzerine nüktedan kişiliği ile tanınan Süleyman Ağa Köpekleri toplatıp mavnalarla Giresun’a gönderir. Geceleyin boşaltılan köpekler sabahleyin Giresun sokaklarını istila eder. Sorup soruşturulur bunu Ordu belediyesinin yaptığı anlaşılır. Giresunlular tarafından toplanan köpekler tekrar Orduya gönderilir. Bu köpekler mezbaha ve kasapların olduğu düz mahalle deniz kenarına bırakılır ve orada  kasap ve esnaflar tarafından bakılır.

 

Zaferi Milli Mahallesinde ( Ermeni Mahallesi ) inde Miran Ağa,  Arselus Hanım çifti yaşıyordu. Manuel ve  Karakin adlı iki oğlu ve bir de kızı vardı. Bu aile soyadı Kanunu ile Deveci Soyadını almışlardır. Tehcir Kanunu ile yapılan anlaşmaya göre sürgüne gönderiliyorlardı. Bu ailede sürgün sebebiyle Sivasın Koyulhisar Şehrinde durdurulur ve geri getirilir. Miran Ağa mahallesine geri yerleşmiş oğlunu terzi yanına çırak vermiştir. İyi bir terzi olmuş ancak mesleğini yapamamış perişan şekilde ölmüştür. Kendiside yaylacı zenginlerin Çambaşı yolculuğunda yüklerini taşırdı.

Yine Geri gelen muhacirlerden ve Osmaniye Köyüne yerleştirilen Cıngıroğlu Cemal Ağa  zengin bir gürcü ailesinin yanına yerleştirilmiş ve adapte olmuştur.


BİLİNEN REKLİ KİŞİKLİ DELİLER VE SAHİPSİZLER

 

DELİ MUHARREM, DELİ FATMA,  YAŞAR KAPTAN, AKİLİN PAŞA,  KEÇİKÖYLÜ MAMATİ, SÜSLÜ MEHMET, DELİ CEMİL, DELİ DURMUŞ, CECCAL OSMAN, HOROZ MEHMET, CO YUSUF  , DELİ MUSTAFA, DELİ TURGUT,  ŞEHRİBAN HANIM VE KIZI SEVİM.

 

Kargaya sormuşlar, rengin neden kara;  Halama gelin oldum ondandır demiş.

HAMSİNİN AKRABALARI

1965 Lİ YILLARDA TAŞ PLAKLARDA DEVAMLI ÇALINAN HAMSİNİN VUKUATLI AİLE NUFUS KAYDINI ANLATAN İKİ KARADENİZLİNİN DEYİŞLERİ

Söyle bakayum ula, İstavrut  Baluğu Hamsinin nesidir?

Ağabeyudur.

Mezcit Baluğu hamsinin nesudur?

Teyzesudur.

Tirsi baluğu Hamsinun nesidur?

Anasidur.

Barbun  baluğu Hamsinun nesidur?

Halasidur.

Kefal baluğu hamsinun nesidur?

Dayisudur.

Lüfer baluğu  Hamsinun nesidur?

Babasidur

Uskumru baluğu Hamsinun nesidur?

Emicesudur.

Kaya baluğu baluğu Hamsinun nesidur?

Üveyanasidur.

Palamut baluğu Hamsinun nesidur?

Büyükbabasidur.

Tekir baluğu Hamsinun nesidur?

Emiceoğluduri

 

Torik baluğu Hamsinun nesidur?

Ebe Annesidur.

Yunus baluğu Hamsinun nesidur?

Mahalle Muhtarıdur.

Sazan baluğu Hamsinun nesidur?

Aile Hekimudur.

Kılıç baluğu Hamsinun nesidur?

Korma biçağudur.

Kalkan baluğu Hamsinun nesidur?

Müdafaa Bakanidur

Köpek baluğu Hamsinun nesidur?

Genel kurmay Başkanidur.

Somon baluğu Hamsinun nesidur?

Başbakanidur.

Sargan baluğu Hamsinun nesidur?

Adalet Bakanidur.

Alabaluk baluğu Hamsinun nesidur?

Süt anasidur.

Kırlangiç baluğu Hamsinun nesidur?

Teyyaresir.

Kıraçe Baluğu Hamsinin nesudur?

Görümcesidur.

Yılan baluğu hamsinun nesidur?

Kötek baluğu hamsinun nesidur?

Alaykomutaıdur.

Morina baluğu hamsinun nesidur?

Dışişleri Bakanidur.

 İstakoz baluğu hamsinun nesidur?

Denizaltısıdır.

Çingene palamudu  baluğu hamsinun nesidur?

Kayınpederidur.

Çipura  baluğu hamsinun nesidur?

Kaynanasidur.

Orkinos baluğu hamsinun nesidur?

Büyük elçisidir

Ayı baluğu hamsinun nesidur?

Manga çavuşudur.

Fok baluğu hamsinun nesidur?

Filo Komutanıdır.

Mercan baluğu hamsinun nesidur?

Kültür Bakanıdur.

Kaya Baluğu  hamsinun nesidur?

Baba Annesidur.

Karagöz baluğu hamsinun nesidur?

Anneannesidur.

Çinekop baluğu hamsinun nesidur?

Yengesidur.

Sarıganat baluğu hamsinun nesidur?

Eltisidur.

Balina baluğu hamsinun nesidur?

Cumhurbaşkanidur


KAYMAKAM VE KÖYLÜ

Mesudiyenin bir köyünden vatandaş ayakları çamur içinde üstü hırpani şekilde kaymakama gelir. Köylü kapıyı açık görmüş o şekilde içeri dalmış. Haliyle oda kirlenmiş. Kaymakam çok kızmış, bağırıp çağırmış, köylüyü  iyice azarlamış. “neden geldin, ne istiyorsun” diye sorunca; Köylü ne diyeyim Kaymakam Bey ne diyeyim ki, beni it gibi daladın………  deyip dışarı çıkıp gitmiş.

Kasaba meyhaneleri kasaplar sokağında Salcıoğlu Dimitri, Yolcuoğlu meyhanesi, Çürüksulu Ali Paşa Meyhanesi,  Garipoğlu Meyhaneleri bulunmaktaydı. Buralarda sunulan şaraplar evde yapılanların yanında Dimitri, Kopule, Baküş ve üzüm kızı çekme rakıları meşhurdu.

                                   


                    DERLENEN DEĞİŞİK BİLGİLER 


İLGİNÇ BİLGİLER

 Orduda hattinden fazla çocuğu olanlar:

Karaoluk Köyünden Davut Çavuş :  27 çocuk

Uzun Musa Köyünden Dursun Duman : 28 Çocuk

Kurtulmuş Köyünden Orta Camii imamı Salim Hoca : 28 Çocuk

Selimiye Mahallesinden Kara Ferhatın Kemal  : 14 Çocuk.Zaferi Milli Mahallesi Feloğlu Mehmet  : 12 Çocuk

Taşbaşından Taranoğlu Niyazi : 12 Çocuk

 

Orduda ilk hastaneyi 1 doktor ve 15 yataklı “Kasaba Hastanesi” olarak Uygunluk sokakta Halk Evine yakın Belediye reisi Süleyman Felek açmıştır.

1932 yılında Ordu Halkevi açıldı. Başakanlığa Arif Hikmet Onat Atandı. İlk Tiyatro  denemeleri burada başladı. Eczacı şükrü Deniz 1934 yılında Belediye Başkanı oldu.   1942 yılında Arif Hikmet Onat  belediye başkanı seçildi.

Sıtkı yenerin 34,850 daa arazisi statyum yapımı için istimlak edildi. 52275 lira ödendi.

1950 seçimlerinde CHP 6 DP  2 mebusluk kazandı.

ORDU İDMANYURDU KULÜBÜ

Hafız Mehmet Efendi, Ali Rıza Gürsoy, Hamdi Uzman, Arif Hikmet Onat, Nizamettin Kefeli, Hacı Ali Köksal, Yusuf Çebi  Kadir Türközer, Abbas Furtun,  tarafından kurulmuştur. Atatürk Orduya gelişlerinde bu kulübü ziyaret etmiştir.

 KIRMIZI FENER SOKAĞI

1930 yıllarda Elmalık Mahallesinin statyuma bakan tanda umumhane varmış. Zamanla bir çok kavgalar, silahlı çatışmalar olunca valilik tarafından kapatılmıştır. Eğercekci Fatma, Erkek Rabiye, Saime Abla ve kızı Yeter,Zühre Abla, Münevver Abla, Safiye Abla, Deli Emnine  adlı muhabbet kadınları vardı.

İSMET PAŞA VE OSMAN USTANIN ÖLÜMÜ

1954 yılında  Mustaaf İsmet İNÖNÜ orduya gelmişti. Hopalı  terzi Osman Mitinge gelirken İsmet Paşayı görmeden Allah benim canımı almasın diye haykırıyormuş. İsmet Paşa coşan halka hitap ederken Onu dinlemeye gelen CHP li Hopalı  terzi Osman usta Başına güvercin konduğu için dengesini kaybeder duvardan düşer ve ölür. İsmet Paşa ve halk şok olur. Miting kısa kesilmiş İsmet Paşa üzgün şekilde  Ankara ya dönmüştür.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder