ORDU BOZTEPE TARİHİ GELİŞİM

ORDU 
ORDU TARİHİ 


















BOZTEPE NİZAMETTİN MAHALLESİ







ORDU VİLAYETİ 


İLK ORDU VALİLİĞİ  
SAHİLDE  RECAİ BEY KÖŞKÜNE BİTİŞİKTİ.  DENİZİN DALGALARI  HEMEN MERDİVENİN DİBİNDEYDİ. 
1959 SAHİL YOLU AÇILINCA BİRAN İÇERİ DE KALDI. 
Şu an Recai Bey Konağı  yok. Büyük çok katlı bina lar var. Eski Vali Konağı Çocuk Kütüphanesi olarak hizmet vermektedir. 


1980 lere kadar Ordu Yük İskelesi




Antik dönemde Sinop İlinin kolonisi durumda olan ve Amfiteatr şeklindeydi.

 Boztepenin eteklerinde kurulu bir yerleşim yeriydi.  20. Yüzyıl başlarında Pirinç tarlalarıyla doluydu. Sivrisineklerden dolayı yerleşim zordu ve halk senenin  3/ 4 ünü (yarısından çoğunu) yaylalarda özellikle çambaşında ve Karagöl Yaylasında geçirirlerdi. Ahalinin çoğunluğu  15000 nufusun 5500 ü Rumlardan oluşmaktaydı. 350 Öğrencili POSOMİADİOS Okulu, 150 Öğrencili Karidios Okulu , Anaokulu 150 öğrencilik 5 sınıflı kız okulu bulunuyordu.

Orduda Yunuslar tutulur balık yağı üretilirdi. Bunlarla kundura ve terzilerin dükkanları aydınlatılırdı. 309 tane köy bulunup hayvancılık gelişmiş tereyağ, peynir, yumurta  ihraç ürünleriydi,





1932  lerde yolcu iskelesi 
Sahil yolu yok. 



1920 YILI ORDU HALKEVİ ÖNÜ   
SAHİL YOLU 1955 YILLARINDAN SONRA  YAPILDI.







1932 YILI
SELİMİYE MAHALLESİ
DENİZ KENARINDA YALI CAMİİ(AZİZYE CAMİİ )   
ORTA CAMİ(İBRAHİM ATİK PAŞA CAMİİ),
 MİLLET DÜZÜ, 19 STADYUMUNUN OLDUĞU ALAN,
ÖNDE ARKADAN ŞİMDİKİ PAŞAOĞLU ETNOĞRAFYA MÜZESİ
KAHRAMAN SAĞRA KONAĞI( ŞİMDİKİ FINDIK MÜZESİ)



1967 YILINDA ORDU














1952 ORDU  VALİLİK ÖNÜNDEN ÇEKİMİ YAPILAN   MİLLET DÜZÜ VE
ORTA CAMİİ 




1967 YILINDA KURULAN EFSANE  ORDUSPOR TAKIMI 




ORDU VALİLİĞİ VE HİKAYESİ

 

Günümüze kadar ulaşabilmiş ve şimdilerde “Altınordu Kaymakamlığı” olarak kullanılan  bina ve yanındaki Askerlik şubesinin yapım tarihi; 1893 yılıdır.

 

Bu binaların olduğu yerde Ordu kaymakamı Ethem Ağa tarafından 1864 yılında inşa edilmiş bir hükümet konağı bulunmaktaydı. 1887 yılı Aralık ayında bina tamamen yanmış, bu yangında binada bulunan resmi evrakların da yandığı anlaşılmaktadır. 

 

Şimdiki Valilik binasının yakınında  Ali Paşa konağı vardı. Yangından sonra kiralanarak hükümet konağı buraya taşındı.

Yanan hükümet konağının yerinde 1890 yılında yeni bir bina inşaatına başlanmıştır.



SARAY MAHALLESİ 
HAMİDİYE CAMİİ


Hayır sahiplerinin vermiş olduğu altmış dört bin kuruş ve Ordu Kaymakamı Mehmed Ali Bey’in verdiği iki bin kuruşla hazineye hiçbir yük getirmeyecek olan inşaatına başlandığı ifade edilmektedir.Ancak bina kaymakamlık binası olarak yapıldıysa da Binalar askeri binalar olarak tahsis edilmiştir. 21 Kasım 1892

Yan yana duran bu binalardan bir tanesi revir, diğer ikisi misafirhane ve tabur binasıdır.

 

Hükümet konağı binasının kira bina olması hazineye yük getirmekteydi. Devlet adına satın alınması gündeme gelmişti.Bunun üzerine kaymakamlık binası olarak kullanılan Ali Paşa konağı ve yanındaki arsalar dönemin kaymakamı Ali Rıza Bey’in gayretleriyle 1892 yılında halktan toplanan paralarla satın alınmıştır. 31 Temmuz 1892

 

Yine bu yıllarda Ali Paşa konağının hemen yanında şimdiki Valilik binasının olduğu araziye

1-    1893 bir iptidai mektep (ilkokul)

2-    hemen aşağısına Hamidiye cami ve camiye gelir getirecek dükkanlar inşa edilmiştir,

3-    Yine garipler ve yoksullar için gureba bir hastanesi yapılmıştır.


93 HARBİ VE RUS MUHACİRLER

1877-1878 Rus Harbi sonucunda Osmanlı Ordusu yenilince Kars, Ardahan Batum Ruslara verilince;  Batum Gürcüleri göçe karar vermişlerdir. Çürüksululu Ali Paşa göçmenleri Bursaya götürmek için anlaşmışlardır. Ancak deniz yolu tehlikeli idi. Orduya gelen gemi yolcuları uzun süre Orduda kalmak zorunda kaldılar. Bunlardan  4254 kişi 1034 haneye yerleştirilmiştir. 1886 yıllarında Macaralı gürcüler yüksek rakımlı  yerlere, Acaralı gürcüler orta rakımlı yerlere, çürüksulularda sahil kesimlere yerleştirilmişlerdir. Ali paşanın çürüksulu gürcüleri ile yerli halk arasında anlaşmazlıklar çıkmış Ali Paşa idareyi sağlayamamış görevden ayrılmıştır. Oğlu Ziya Bey  yerli halk ile gürcüleri baırştırmayı ve sükuneti sağlayabilmiştir.

Giresunda başta Topal Osman ve Ziya Beyin oluşturduğu bir çok çetenin zorbalıkları, saraydan gelen yardımlarla  bertaraf edilmiş, halkın  sükûneti sağlanabilmiştir.

Soytaroğlu İsmail, İstanbullu Ramiz, Hekimoğlu, Meletlioğlu, Topuzoğlu gibi ünlü çete savaşları zor geçmiştir.

Soytaroğlu İsmail 4 yıldan fazla Perşembe, Gölköy, Ulubey Fatsa, Reşadiye, Mesudiyede çok eylemler yapmıştır. En sonunda Meudiye Yevelide sıkıştırılmış, teslim alınmış Orduya getirilirken Ulubeyde   kaçmaya teşebbüs etmiş vurulmuş , yaralı olarak getirilirken ölmüştür. 17 Mart 1923  tarihinde cesedi  Kasabaya getirilmiş 3 gün ayağından asılı olarak halka teşhir edilmiştir.

1915 yılında Ruslar Trabzondan Zonguldak iline kadar tüm Karadeniz Kıyılarını topa tutmuştur. Trabzon Şehri 2 yıl kadar Rus İşgali altında kalmıştır. Trabzon Vilayeti Orduya taşınmış Trabzon Valiliği Erkanıyla beraber iki yıl Orduda kalmış 1917 yılında Rusların Trabzondan çekilmesiyle Trabzona geri dönmüştür. 1917 -1918 yıllarında Of ve Rizeden ayrılmayan yerli halk ile savaşmış Çürüksulu Ziya paşa 600 adet adamı ile Rusları püskürtmüştür. Ziya Bey zamanında Orduda Ermeni ve Rumlarla  önemli olay olmamıştır. Osman ağa Orduya gelip ermeni ve yabancı diğer unsurları sürmek istediyse de  Ziya Bey sulh’u  sağlamıştır.

 Selimiye Mahallesi Kızıllık Mevkiisinde Bacınoğlu Ahmet Efendiden 7 dönüm arazi alınarak Mezarlık yapılmıştır. 150 den fazla Göçmen buraya gömülmüştür.

 

RUS İŞGALİ VE GÖÇLER

1914 1. Dünya savaşından sonra Rus işgali nedeniyle Artvin, Hopa Rize, Trabzon il ve ilçelerinde  Batıya doğru göçler başlamıştır. Trabzondan :

Furtunlar, Çebiler, Akyollar, Güreşçiler, Altuneller , Özkanlar, Aydınlar, Oflular, Çarşıbaşı, iskefyeliler,

Gümüşhaneden;,

Köksallar, Odabaşlar, Aydemirler, Özoğulları; 

Rizeden: Köseler, Kurtuluşlar, Arollar,  Altaylar, İnceler, Çamlı ve Kamberler gelmişlerdir.


                                          RUSLARIN ORDUYU BOMBALAMALARI

3 Rus Uçağı ve  12 savaş gemisi ile Ağustos ayının bir sabahında Orduyu bombalamışlar, Şehre asker çıkarılmış kömür pazarında bazı iş yerleri yağma edilmiştir. Bahar aylarında Rusyadan gelen  kalabalık kişiler Orduya yerleşmek istemişler ancak kabul edilmemiş, hatta Giresunda  Pontus Rum birliğini kurmak için miting yapmışlar bu mitinge Ordudanda Rumlardan bazıları katıldıysa da Miting bastırılmış dağıtılmıştır. Bu esnada Rumların çıkardığı bir Çambaşı yangını da olmuş 10 000 tl civarında zarar tesbiti yapılmıştır.      

İstanbulun işgali üzerine Ordu Müftüsü ve belediye Başkanı Yusuf Bey  İstanbul Hükümetine telgraf çekerek Olayı protesto etmişler kararı tanımayacaklarını, Mustafa Kemalin yanında yer alacaklarını ifade etmişlerdir. İstanbuldan gelmekte olan Gülnihal adlı posta gemisi Bozukkale açıklarında 2 yunan kılkıs zırhlısı tarafından  soyulmuştur. Bir yunan muhribi vona açıklarında 2 tane balıkçı teknesini batırmıştı. Rum baskını esnasında 200 kişilik çete oluşturulmuş görevleri icabı Samsun deniz müfrezesine bağlanmıştır.  Çürüksulu Ziya ve Kardeşi Fuat  Rumlara yardımcı olduğundan Çoruma sürgün gönderilmişlerdir.

Sükun sağlandıktan sonra ;  bir  Rus istilası ile Orduya taşınan Trabzon valiliği 1918 Yılının şubat ayında Trabzon’a geri dönmüştür. 1920 de meclis açılınca Ordu Kasabasını temsilen Trabzon mebusu Nuri Kadızade Recai Bey Seçilmiştir.

 

1917 yılında Rus bombardımanlarda hükümet konağı büyük hasar almıştır.Yanındaki binalarda etkilenmiştir.Kaymakamlık binası bu yıllarda şimdiki Altınordu Kaymakamlığı’nın olduğu askeri binaya taşınmış ve Ordu’nun il olmasıyla birlikte ilk valilik binası da bu bina olmuştur.


             ŞEHİR MEZARLIĞI( ÇAKALÇIKMAZ)

                              1916 Yıllarında ordu şehri büyümüş mezarlık ihtıyacı doğmuştu. Yapılan araştırmalarda  Şimdiki mezarlığın olduğu yer uygun bulundu. Burası tarla ve fındık bahçesi idi. Fakat Belediye Başkan Yusuf bey parayı bulup burayı  istimlak edemez. Çareyi Şimdiki Buket Pastanesinin yanında Ordunun tanınmış Manifatura tüccarlarından  Ömer Ağazade  Hüseyin Avni Sözen’e başvuruda bulunmuştur.  Hüseyin Avni Bey Ziraat Bankasından ipotekli araziyi alarak ordu belediyesine bağışlıyor. 23 daa olan bu arazinin etrafıda Süleyman Felek ve Yusuf Tarafından Şahsi imkanlarıyla taş duvarla çevriliyor. Trabzon Valisi onlara teşekkür belgeleri göndermiştir. 1917 yılında rus işgali sırasında  manifatura   yağmalanmıştır. Hüseyin Avni Bey İstanbul’a taşınmıştır.

Hüseyin Avni Bey Yeğeni Nurettin Sözen Şimdiki Ordu Lisesinin olduğu araziyi Lise yapımı için bağışlamıştır.                




                                  ORDU VİLAYET BİNASI VE ADLİYE BİNASININ AÇILDIĞI  ZAMANLAR




                       
VİLAYET BİNASI VE ÖNDE MİLLET DÜZÜ .
Bu valilik Binası 2022 yılında Eski Karayolları Müdürlüğünün olduğu yere yapılan yeni Valilik Binasına taşındı.




2022 YILINDA ORDU VALİLİĞİNİN TAŞINDIĞI YER

YENİ VALİLİK BİNASI BURAYA YAPILAN YENİ BİNAYA  NUFUS MÜDÜRLÜĞÜ İLE BREABER TAŞINMIŞ DURUMDA
(Eski Karayolları Müdürlüğü nün olduğu yer )

 

Bu binalardan Ali Paşa konağı ve ilkokul binasının 1940 yıllara kadar yaşamış ve Daha sonra bunlar yıkılmış ve yerine şimdiki binalar yapılmıştır...   

1950 li yıllarda orduda Kirazlimanın’da Memleket Hastanesi diye kurulan Devlet Hastanesi vardı. Birde Veremin çok yaygın olması nedeniyle Şimdiki Orta Caminin yanında verem Savaş Dispanseri vardı. Bir de küçükte Olsa Giresunda Verem Savaş  senatoryumu vardı. 1970 lerde orduya Verem Hastanesi yapılmıştı. ( Şimdiki Devlet Hastanesinin olduğu yer )

Sıtma savaş mücadele Merkezi olarakta Hükümet Caddesinde idi. Kapanınca Pasaloğlu pasajında bulunan karakol taşındı. Bu karakolda 2000 li yıllarda kaldırıldı.

1957 yılında  Orduya Bucak Mahallesinde yeni devlet Hastanesi temeli atıldı. Hastane  bahçeler içinde yolu olmayan  bir hastane idi. Hastanenin yapılmasıyla çok kısa sürede Mahalle büyüdü, yapılaşma arttı. 1970 lere doğru Kemer Köprüden Şifon Bahçeden patika yollardan hastaneye  çamur çorak çok gelip gitmiştim.  Şimdi bu hastane Önce Sağlık Müdürlüğü Bir bölümüde Ağız ve diş sağlığı Merkezi olarak görev yapmaktadır. Alt tarafı Kadın doğum Hastanesi ve 3 tanede Ordu Üniversitesi  ek binası inşa edilmiştir.

Yine 40-50 li yılarda eczaneler bugünkü gibi değildi. Takılda Şükrü Beyin Şifa Eczanesi ve Haydar Or adlı kişinin ilaç yapan iş yerleri vardı. İlaçlar öyle hemen alınamazdı. İlaç ısmarlama üzerine yapılırdı. Genellikle Aspirin, gripin, kinin, yara merhemi, karbonat, sirke ilacı, karbonat, tendürtdiyot, fitil   satılırdı.




ORDU  YALI CAMİİ MEVKİİ ( BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE GİRİŞİ)









Eski ordu Rıhtımı





Eski Ordu Sahili















ORDU İLİNİN BELGELİ KURULUŞI HİKAYESİ

23 Nisan 1920 de açılan Büyük Millet Meclisi açılmış çalışmalarına başlamıştı.

30 Kasım 1920 (30.XI.1336) tarihinde gerçekleşen 106. toplantısında, 28 Kasım 1920 tarihinde Dahiliye ve 29 Kasım 1920 tarihinde Maliye Komisyonlarında kabül edilen bir kanun teklifi  meclise sunulmuştur. Bu kanun teklifinde  Giresun"un müstakil liva yapılması ve Ordu ve Tirebolu kazalarının buraya bağlanması istenmekteydi.
            Mecliste görüşmeye açılan bu kanun taslağının gerekçeleri arasında Giresun Belediye Başkanı ve Ticaret Odası Başkanlarının da aralarında bulunduğu bazı kişiler tarafından gönderilen bir telgraf da yer almaktaydı. Bu telgrafta Giresun müstakil liva teşkil olunursa iki yıllık masrafının belediyenin gelirlerinden karşılanacağı taahhüt edilmekteydi.
            Kanun görüşmelerinde ilk sözü Karesi mebusu Vehbi Bey almış, Giresun"un liva merkezi olmasını ve Ordu"nun buraya bağlanmasını hararetle savunmuştur. İkinci sözü ise İstanbul mebusu Maliye Vekili Ferit Bey almış;  O da mali açıdan Giresun"un merkez liva yapılmasının bir mahsur teşkil etmeyeceğini savunmuştur.

Karesi mebusu Vehbi Bey"in konuşma metni:
            VEHBİ B. (Karesi) — Efendim malûmu âlileri, vilâyetler son vaziyette hep birer müstakil sancak haline ifrağ edildi. Ve bu meyanda Trabzon da müstakil bir liva haline girdi. Fakat Trabzon sancağının nüfusu umumisi yedi yüz bine baliğ oluyor ve bu nüfusun bir merkezden idaresi müşkül oluyor. Bilhassa gerek mevkii gerek ticareti ve gerekse sahilde olması itibariyle ehemmiyeti fevkalâdesi bulunan mıntakanm ki Giresun mıntakasıdır, müstakillen idaresi iktiza ettiği Hükümetçe dermeyan edildi. Encümenimiz de buna kanaat getirdi ve müstakil bir sancak tesisi lüzumunu kabul etti ve orada üç yüz bin nüfusu havi bir sancak meydana .gelmiş oluyor, ki vilâyet de telâkki etmiş olsak sancak da telâkki etmiş olsak, kendi varidatiyle kendini idare edebileceği gibi, inzibat ve ahvali hazıra dolayısiyle de fevkalâde muvafık bir vaziyet hadis olmuş olacaktır. Onun için, bunun Hükümetin teklifi veçhile, müstaqelen ve bugünkü ruznameye ithal edilerek müzakere ve kabulünü istirham ediyorum.
            Giresun"un müstakil liva olması ve Ordu"nun buraya bağlanması yönünde her şey yolunda giderken, aslen Mesudiyeli olan Karahisarı Şarki Mebusu Mustafa bey söz almıştır. Mustafa Bey Ordu"nun Giresun"a bağlanamayacağını, Sancak(liva) merkezinin Ordu olması gerektiğini aksi takdirde bütün Orduluların buna itiraz edeceğini ve karara uymayacağını gerekçeleriyle anlatmıştır. Mustafa Bey bu kanuna Dahiliye Komisyonunda da muhalefet şerhi koymuştu.
            Karahisarı Şarki Mebusu Mesudiyeli Mustafa Bey"in meclis konuşma metni:
            MUSTAFA B. (Karahisan Şarki) — Efendim,Giresun ile Ordu kazalarını yirmi seneden beri Ordu istiyor sancak olsun, Giresun istiyor sancak olsun. Yirmi seneden beri bunların beyninde bir münaferet vardır. Hattâ 1324 tarihinde Giresunlular ve Ordulular memleketlerinin sancak olmasını istediler. Her ikisi beyninde münaferet olduğu için hiç bir netice hâsıl olmadı. Giresun kazası beş yüz seneden beri kaza olarak hüsnü halle idare ediliyor. Ne asayişsizlik var, ne başka bir şey ve ne de bir sebep var ve sebep nedir? Nüfusu ziyade olan ve günden güne ziyadeleşen ve her gece üç beş katil ile cinayet vukua gelen Ordu Giresun'a raptediliyor. Kaza olarak Ordu'nun ipkası hiç bir vakit caiz olamaz. Ordu'nun beş nahiyesi vardır ki her birisi birer kaza gibidir. Buranın yüz altmış bin nüfusu vardır, varidatı da Giresun'dan çoktur. Zaten her iki kaza beyninde münaferet var. Zinhar Ordu'nun Giresun ile birleştirilmesi hiç bir vakitte Ordu'nun asayişini temin etmez. Olsa, olsa sancak merkezi Ordu olmak lâzımdır. Zira Ordu'nun nahiyeleri birer müstakil sancak teşkil edebilir. Bahusus civarında Fatsa kazası da var. Ondan dolayı Ordu Giresun'dan müreccahtır ve Giresun'un Ordu'ya tercihi hiç doğru değildir. Zira arzettiğim veçhile Ordu'nun beş nahiyesi vardır. Bu beşi hesapça birer kaza gibidir ve nüfusları yüz altmış bin raddesindedir. Ordu bugün Karahisarı Şarki sancağından da büyüktür. Böyle bir sancağın kaza halinde olarak ipka ve Giresun'a raptı, hiç bir vakit oranın asayişini temin etmez. Maamafih bir kaç güne kadar asayişsizliğin tevalisini görürsünüz. Hiç bir vakitte bu olur biter iş değildir ve dünyada Ordulular buna itaat etmezler.
            Kanun görüşmeleri tartışmalarla devam ederken bir zamanlar Ordu"da kaymakamlık da yapan Bolu mebusu Tunalı Hilmi Bey söz almış ve Ordu"nun Giresun"a bağlanmasına itiraz etmiştir.
            Tunalı Hilmi Bey"in konuşma metni:
            TUNALI HÎLMÎ B. (Bolu) — Arkadaşlar, Ordu'da kaymakamlığım vardır. 1329 senesinde orada bulunuyordum. Ordu'ya gitmek vesilesiyle Trabzon'da hazır vapur bulduğum halde on beş gün sırf Ordu'nun ahvali ruhiyesini öğrenmek ve ileli içtimaiyesini tetkik etmek için daireden daireye dolaştım durdum. Çünkü Bayburt 'tan geliyordum, Bayburt kadar uzak bir yerde bulunduğum halde maalesef, Ordu'nun çirkin şöhret şayiasiyle kulaklarım dolmuştu .Meselenin ruhu, asayiş meselesidir Bundan başka bir şey değildir. Efendiler, Mustafa Beyin dedikleri gibi bazan - haydi gece demiyelim - amma katiyen hafta geçmez ki bir kaç cinayet vukua gelmesin
            MUSTAFA B. (Karaiıisan Şarki) — Gece geçmez ki bir cinayet görülmesin, hâlâ öyledir
            TUNALI HÎLMİ: B. (Devamla) — Burada namı zikredilen Osman Ağayı - ben hüsnü vesile addettim - tebdilen zikrediyorum. (Gürültüler) İstirham ederim, müsaade buyurun. Başka bir şey söyliyeceğim. Tebcilen zikrediyorum Giresun'un gösterdiği fedakârlıklar, cüretler hamasetler, cesaretler, geçende Karadeniz tarafına doğru gittiğim zamanlarda kalbimi meserretle doldurmuştur. Bahusus şimdi burada Maliye vekili Beyin bir tebşirini de "işittim ki o da iki senelik liva masrafını deruhte etmeleridir. Bunlar cidden şayanı takdir ve tebcil ahvaldendir. Yalnız kendilerinin hamiyetlerinden, büyüklüklerinden ve bütün Giresunlulardan beklediğim bir şey varsa o da asayişi temin itibariyle, Ordu'nun hiç olmazsa muvakkaten ve bir iki sene için veyahut teşkilâtı umumiyeye kadar liva merkezi ittihaz edilmesidir. Buna zaruret katidir. İkincisi - muhtasaran geçiyorum - bir iş yapıyoruz bir iş göreceğiz, fakat hiç* olmazsa tam görelim. Mümkün olabildiği kadar doğru bir iş görelim ve müsmir surette görelim. Ordu kazası 6 nahiyeden ibarettir ve yüz yirmi sekiz bin nüfusu olarak bıraktım, Geçende işittim yüz elli bin olmuş ve emin olunuz ki elli bin nüfusu daha mektum olarak Ordu'da mevcuttur. Şu halde müstakillen yalnız Ordu kazasını bir liva yapalım veyahut Fatsa ile birleştirelim. Giresun'la (Tirebolu) yu da bir liva yapalım. Eğer Tirebolu, Giresun, Ordu ve Fatsa'dan mürekkep bir liva yaparsak onları kaza halinde bırakmak bence daha muvafıktır.

Meclisin bu 106. oturumunda özellikle Şarki Karahisar mebusu Mustafa Bey"in büyük çabaları sonucunda Meclis ikna edilmiş ve kanun taslağında değişiklik yapılarak Ordu ve Giresun"un ayrı ayrı müstakil liva (sancak) yapılması yönünde şekillendirilmesine karar verilerek bir başka oturuma (108.) bırakılmıştır.

4 Aralık 1920 (4. XII. 1336) tarihli Birinci Büyük Millet Meclisi"nin 108. oturumunda ağırlıklı olarak hangi kazaların yeni kurulacak Ordu ve Giresun livalarına bağlanacağı konusunda tartışmalar yaşanmıştır. Ordu"nun müstakil liva yapılması konusunda büyük çabalar harcayan Karahisarı Şarki mebusu Mustafa Bey, Mesudiye"nin Ordu"ya bağlanmasına karşı çıkmıştır. Gerekçe olarak ulaşım zorluğunu öne sürmüştür.
            Nihayet bu tartışmalar sonucunda Ordu ve Giresun"un müstakil liva (sancak) yapılması oylanarak kabül edilmiştir. Bu kanuna göre kanun maddeleri şu şekilde yasalaşmıştır.

Meclis zabıt metni:
            -Efendim, Ordu livasının teşkiline dair olan kanunu da reyi âlinize arzedeceğim.
            MADDE 1. — Merkezi Ordu olmak üzere Canik sancağına merbut Fatsa ve Ünye kazalarının rapt ve ilhakı suretiyle Ordu müstakil livası teşkil olunmuştur.

REİS — Kabul edenler ellerini kaldırsın... Kabul olunmuştur.
            MADDE 2. — îşbu kanun ahkâmının icrasına Heyeti Vekile memurdur.

REÎS — Bu maddeyi kabul edenler ellerini kaldırsın. Kabul edilmiştir.

MADDE 3. — îşbu kanun tarihi neşrinden  muteberdir.

REÎS — Üçüncü maddeyi kabul edenler ellerini  kaldırsın. Kabul edilmiştir. 













         Böylece 

Ordu"nun bugünkü anlamda il olması olması 4 Aralık 1920 ((4. XII. 1336) tarihinde mecliste kabul edilmiş ve 69 numaralı kanun olarak 4 Nisan 1921 (4 Nisan 1337) tarihinde 9 No"lu Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Ordu müstakil livası teşkiline dair kamın
         (Ceridei Resmiye ile neşir ve ilânı: 4 nisan 1337   Kanun  No.: 9)

BİRİNCİ MADDE — Merkezi Ordu olmak üzere Canik sancağına merbut

Fatsa ve Ünye kazalarının rapt ve ilhakı suretiyle Ordu müstakil livası teşkil edilmiştir.

İKİNCİ MADDE — işbu kanun ahkâmının icrasına Heyeti Vekile memurdur.

ÜÇÜNCÜ MADDE — İşbu kanun tarihi neşrinden muteberdir.

4 kânunuevvel 1336 ve 22 rebiyülevvel 1339

1924 yılında ise çıkarılan Anayasanın 89. maddesine göre liva (sancak) adları Vilâyet olarak değiştirildiğinden, Ordu bu tarihten itibaren Ordu Vilayeti olarak idari taksimattaki yerini almıştır.

Ordu"nun il olmasında tüm emeği geçenleri özellikle Mesudiyeli Serdarzade Mustafa Bey"i Ordulular adına minnet,şükran ve rahmetle anıyoruz.






T. B. M. M.

KAVANİN MECMUASI
DEVRE: I
23 nisan 1336 tarihinden 10 ağustos 1339 tarihine kadar imtidat eden Birinci devre zarfında
Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul olunan 332 kanun ile 12 tefsir ve 389 kararı
muhtevi olup Büyük Millet Meclisi sayın üyeleri için basılmıştır.
Ordunun İl oluşumu ile Nizamettin Mahallesi de Ordunu en geniş araziye sahip Mahallesi olmuştur.
Nizamettin Mahallesi 40.977417 enlem ve 37.870682 boylamda yer almaktadır. Semt/Mah olarak Nizamettin Mh. ve Merkez Altınordu ilçesine bağlıdır.
.Nizamettin Mahallesi posta kodu 52100,
Rakımı (deniz seviyesinden yüksekliği) 68 metredir
Boztepe mevkisi de 450 metredir. 
Tapu kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla  Taşocaklarının olduğu Mıntıkasına Taşocak mevkisi ; Mahallenin Merkezi Eski Adı Kuzköy  ; ÜST Tarafı Kuşcuören  ve Boztepe Mıntıkası Boztepe  olarak adlandırılmıştır. Ordu İl olunca Tüm bu mevkiiler Nizamettin Mahallesi olarak adlandırılmış olmakla , bugün Ordu ilinin yüzölçümü bakımından en geniş Mahallesidir. Mahallenin bu günkü yerleşim yerleri ve adları  tablodan anlaşılabilir. 



ORDU HAKKINDA DAHA ESKİ BİLGİLER
Anadolu’nun tarihi çok eskidir. Tek tanrılı dinlerden önce  çok tanrılı inanışlar vardı. Bundan 2100 yıl öncesine kadar inanışlardan örneklere rastlanmaktadır. Anadolu’da ana tanrıçanın simgesi  topraktır. Tanrıça her şeydi ve her şeye hakimdi.  Bu inanışlara sahip yaşamın izlerine   Ordu İlimizde rastlanmaktadır. Tarihi 2300 yıla dayanan ; Tarihi Kurul Kalesi kazısında elde edilen bulgulara göre Tarihe ışık tutacak bilgiler elde edilmiştir. Son 2016 yılında bulunan mermer Kibele Heykeli arkeologlar tarafından müthiş bulunmaktadır. Ana tanrıça Kibele Heykeli  110 CM Boyundadır.

Ana Tanrıça Kybele ( Kibele ) Frigyalı ATTİSE  Aşıktır. Kybele tapınağının bakımını da ATTİS’ e verir.Yalnız bir başkasına bakmayacaktır.  Ancak Attis bir başkasına vurulur. Kybele bunu fark eder karşısına çıkar. Attis verdiği sözü tutamadığından kendisinin uzvunu keser erkekliğini giderir. Kanlar çiçeklere ve Attisin sevgilisi de çam kozalaklarına dönüşür. Romalılar Attisin gücüne erişmek isterler. Romalılar Kartacalıllarla savaşırlarken Taş yağmuru altında kalırlar. Ancak kybele  Romaya gelirse bu Kartacalılardan kurtulacaklarına inanırlar. Taşlar tanırçayı simgelerdi ki , taş bir gemiye konur ve Romaya doğru yola çıkarılır. Gemi Tiber nehrinde  karaya oturur. Kirletilmemiş ellere ihtiyaç olduğu kanısına varılır. Bir genç kız beline bağladığı  iple gemiyi sürüklemeye başlar. Bu kız iftiraya uğramış , masum bir rahibeymiş.Kybele Romaya vardıktan sonra Kartacalılar yenilmiş ve yıkılmışlardır. Tanrıçanın gücü bir kez daha kanıtlanmış oluyordu.

Tarihi Kurul Kalesi Ordu Merkeze 13 km uzaktadır. Vasıta ile yakınlarına ,( kale eteğine ) vardığından sonra insanlar 300 merdiven çıkmak zorundadır. Bundan 2300 yıllık öncesine ait yaşamı anlatan görseli izlerken ; ayrıca Ordu İlininin güzelliklerini tüm ihtişamı ile izlersiniz.
Hitit tabletlerine göre mö.17 yy  da Hitit Hakimiyetindedir.
Sırayla Frigyalılar, Kimmerlerin, Asurluların, Khalibler, Med ve Perslerin, Pontus, Bizanslıların  hakimiyetine girmiştir.

1204  yılında Aleksios ve David adlı kişilerin Trabzon Devletini ( 1204—1461 ) kurması üzerine Trabzona bağlanmıştır. Anadoluda kurulan Selçuklu Devleti  kuvvetlenince Karadenize inmeye başlayınca Trabzon Devletini zorlamaya etkilemeye başladı. Uzun süre barış içinde yaşadılar. İlhanlılar,Moğolların saldırıları ile bir çok Türk Aşiretleri  gelip Samsun Rize arasına yerleşmişlerdi. Bu Aşiretler bir çok Beylikler kurulmasına yol açtı.  Türk gruplarHarşit Deresi, aksu, Melet suyu, Bolaman Deresinden sahile inmeye başladılar.

1455 yılı tahrir defterine göre Ordu Yöresinin adı  Vilayeti Canik Bayramlu me-a,  İskefsir ve Milas tır. Yerleşimler bölükler halinde olmuş örgütlenmiş oymaklardır.  Başlarında bulunan kişilerin adları ile anılmışlardır.
Ordu yöresinin fethi savaşlarla değil Aile Fertlerinin katılımı ile olmuştur. Yurt olarak seçilmiş bölgemize gelen oymaklar zamanla kaynaşmışlar, gelişme göstermişlerdir.  Büyük yerleşim alanlarının bazıları Elmalu, Kıruk-ili, Milas , Hasamana, Bolaman dır. Türklerin devlet Merkezini Ordu olarak adlandırmasından dolayı  Bölgemizin  ORDU Adını aldığı kabullenilmektedir. 


Göçlerle bölgemize özellikle merkezimiz çevresine  (Bozukkale ) Kut Türklerinin MÖ 2500-2400 yıllarında Hazar Gölü çevresinde otururken batıya göçen ve Türkçe konuşan bir kavim olduğunu tarihçiler ifade etmektedirler. Kut kavminin Türk kökenli olduğunu Sümerolog  Benna Landsberger, 1937'de yapılan Tarih Kurultayı'nda Atatürk'ün huzurunda bizzat söylediği söylenmektedir.




Şimdiki Borsa Binasının olduğu Yer. 



ORDU MİLLET DÜZÜ KARILAR PAZARI




                                                   ORDU VİLAYET BİNASI   HAMİDİYE CAMİİ 

                                                         ORDU MİLLET DÜZÜ KARILAR PAZARI   





                                                               1960--1970 YILLARDA MUTFAĞIMIZ


ORDU MİLLET DÜZÜ

Cumhuriyetin ilk yıllarında şimdiki Millet düzünün olduğu yer bataklık halindeydi.19 Eylül 1924 tarihinde ATATÜRK’ ün Orduya gelişinde buranın bataklık olmasından dolayı üzüntüsünü belirtmiş  ve bataklığın kurutulmasını  istemişti.  Aynı yıl bataklığın kurutulması çalışmalarına başlandı. Ancak belediyenin gücü tek başına yetmiyordu. Bu yüzden halktan maddi ve iş gücü yardımı istendi. Halkın bedeni yardımları ve maddi yardımları ile bataklık kurutulabildi. 1925 yılında artık eğlence yeri,  spor müsabakaları yeri, tören yeri olarak kullanılmaya başladı. Artık Milletin Malı  MİLLET DÜZÜ olmuştu. Burası halkın öz veri ile sahip olduğu bir yerdi artık.
1929 yılında ilk defa sirk geldi. Tahtadan dönme dolap gibi eğlence amaçlı faaliyetler yapıldı. 1933 yılında Cumhuriyetin 10 . yılı büyük ihtişamla burada kutlandı. Millet düzü Millet için o kadar önemliydi ki futbol maçları başlamış genç çoluk çocuk, yaşlı  ve kadınlar futbol maçlarını kaçırmaz olmuşlardı. Burada dikkat çeken önemli husus o tarihte kadınların futbol maçlarını ve eğlenceleri merakla izlemeleri idi.

1952 den sonra burada köylü kadınlar ürünlerini satmaya başladı. Artık buranın adı Çarşamba pazarı  olmuştu.  1958 yılında 30-40 cm yüksekliğinde parke taşları ile döşendi. Pazar yeri çamurdan kurtuldu ve bir düzene girmiş oldu. 1960 yılında ise Çarşamba pazarının etrafına dükkanlar yapılıp kiraya verildi

1990 lı yıllarda Sovyetlerin dağılması üzerine Rusların ticaret için Orduya gelişlerinde kısa süreli Rus Pazarı olarak kullanıldıysa da ; kısa bir süre sonra Akyazı Mahallesinde  Kurulan Rus Pazarı  ile yeniden Çarşamba Pazarı olarak devam etmiştir.

2000 li yıllarda Orta Cami etrafında bulunan Yeni Çarşı adındaki çarşının  Vakıflar Genel Müdürlüğünce kaldırılması ile esnaflar mağdur olduklarını ileri sürerek belediyeden yardım istediler. Belediye Başkanı Fikret Türkyılmaz gerek esnafın baskısı, gerekte siyasi gelecek kaygısı ile Bu Millet Düzünü ( Çarşamba Pazarını) bu esnafa Kısa bir müddet sonra boşaltılacağı vaadiyle verdi. Kendileri için Yeni mahallede dükkanlar yapıldı ise de bu güne kadar Millet düzü
boşaltılamamıştır

FAZIL SÖZER

Ordunun köklü bir ailesinin oğlu olan Fazıl Sözer Millet Düzünün Orduya kazandıran ve bir dönemde Belediye Başkanlığı yapan kimsedir. 1957 yılında Ali Rıza Gürsoy Belediye Başkanlığından alınmıştı.  Fazıl söer belediye başkanlığında Güzel işler yapmış halkı ve ileri gelenleri işlere dahil edebilmişti. En büyük işi Millet Düzü için ödenmesi gereken 250 000  TL yi kendi cebinden ödeyen kişiydi. Pazar yerine getirdiği yerin etrafına esnaflar için dükkanlar yaptırmış ve yeni Belediye Binasının temelini atmış ancak açılışını göremeden vefat etmiştir.













Millet Düzünde pazar yeri (ÇARŞAMBA PAZARI )
kadınlar pazarı

ORDU ELEKTİRİĞE NASIL KAVUŞTU
            Ordu da 1930 yılı Nisan ayına kadar elektrik yoktu. Bu tarihten önce Ordu da aydınlanma vasıtası olarak cadde ve sokaklarda fenerler kullanılıyor; evlerde ise gaz yağı yakılıyordu. Ordu şehrinde elektrik teşkilatının kurulması için, 1927 yılında bir kısım tüccarlar teşebbüse geçmişlerdi. Uzun süren temaslardan sonra, 1928 yılının ağustos ayında, Belediye ile Alman... Bergman Helyus firması arasında imzalanan bir sözleşme ile, şehirde elektrik şebekesinin kurulması kesinleştirildi.
            Bu sözleşmeye göre: şehrin bütün elektrik tesisi 32 bin 500 dolar’a tamamlanacaktı. O tarihte dolar 90 kuruştu. Şirket sözleşmenin tasdik ve imza edileceği 1Ekim 1928 tarihinde belediyeden 9 bin Lira; bu tarihten üç ay sonrada 10 bin lira alacaktı. Diğer üç taksit’in vadesinden öncede tesisat bitmiş olacaktı.
Şehrin Elektrik tesisatı için 160 bin lira harcandı ve elektrik çarşı ve bütün mahallelerde 1 Nisan 1930 tarihinden itibaren yanmaya başladı.
Güzelordu gazetesinin 5 Nisan 1930 tarih ve 92 sayılı nüshasında Ordu ya elektrik gelmesi şu şekilde haber olmuştu. “Karadeniz in pırlantası olan Güzel Ordu’muz dört gün evvel 1 Nisanda elektrik nurlarına boyandı. Onu memleketimize kazandırmak için geceli gündüzlü çalışan Belediye Reis’i Kalfazade Rıfat Bey ile Valimize, Mebusumuz Recai Bey’e ve çalışma arkadaşlarına nihayetsiz şükranlar ‘’


ORDU BELEDİYE TEŞKİLATI




İLK BELEDİYE BİNASI 

1902 yılında Belediye Başkanı Süleyman Felekin Meclisinde bulunan kişiler çoğunlukla ermeni vatandaşlarıydı.

Mustafa Ağa, Hacı Azad Ağa, Dimid Ağa, Kiryako Ağa, Makridi Yani, Ağa Antin Efendi, Belikırıkzade Osman Efendi,

Hacı Temiyusoğlu Lazar Ağa,   Kirkoryan Kirkorik Efendi  görev yapmaktaydılar.





CUMHURİYETİN İLK YILLARI


Bir zamanlar belediye , okul olarak kullanılan bina 
DÜZMAHALLE 




MİLLİ BAYRAMLARIMIZ  
Millet Düzünde yapılırdı.





Adına türkü yakılan Tabyabaşı denilen yer.
Tabyabaşı  





Tarihi Osman Paşa Çeşmesi



1959 SAHİL YOLU


1970 ORDU BELEDİYE  BİNASI



1933 YILLARI ORDU SAHİLİ
1970  BURADA BELEDİYE BİNASI YAPILDI.



1959 -1960 YILLARINDA
 KEÇİKÖY   
 ESKİ İLKOKUL 


ORDU SAHİL YOLU AÇILDIĞI YILLARDA KEÇİKÖY



1920 lerde Ordunun Kuruluş Yeri olarak düşünülen 1960 lerde Kirazlimanı Mahallesi 


ORDU KEÇİKÖY 
ATATÜRK 1924 YILINDA  YEŞİLYURT ADINI VERMİŞ
BUGÜN: Taşbaşı Mah, Kirazlimanı Mah, Güzelyalı Mahallessi  Olarak 3 Mahalle olarak Samsundan Ordu İstikametinde Makallelerdir. 



ORDU YÜK İSKELESİ   1960 LAR OLSA GEREK







MEŞHUR TAKIL PAZARI



1930--1940 ARASI 
ORDU 






1933 ORDU SAHİLİ 


ORDU SAHİL YOLU AÇILIRKEN KÖPRÜLER DE PEYDERPEY YAPILIYORDU.



                                       ORDUDA TARİHİ KONAKLAR

Kırk Odalı Behram Bey Konağı ( Hazinedar Konağı)

Kahraman Sağra Konağı  ( ŞİMDİ Fındık Müzesi)

Paşaoğlu Konağı  ( ŞİMDİ  Etnoğrafya Müzesi )

Katırcıoğlu İbrahim Ağa Konağı , daha sonra Hüsnü Akyol geçen konak. Bu konak bahçesinde Mehmet Ağanın düğününde 7 gün 7 gece bando çalıp eğlence yapıldığı anlatılır.

Yusuf Ağa Konağı

Süleyman Çavuş Konağı ve Çeşmesi vardı . Bu çeşmenin suyunun çok değerli olduğu rivayet edilir.

Yine Taşocak Caddesi devamında  Paşaoğlu Konağının bir devamında Tokcanların Binası ;

Paşaoğlunun  az ilerisi yol altında Temel Ağanın Konağı vardı.

ASKERİ BİRLİKLER

1950 yıllarında 2.dünya savaşın nedeniyle güvenlik önlemleri için askeri birlikler kuruldu.Kirazlimanı, Zaferi Milli Mahallesi ve Selimiye Mahallesinin üst kısımlarına(İliyanın Fındık Harmanı ) askeri birlikler kuruldu Böylece şehrin güvenliği sağlanmış oluyordu. Bir süre sonra Boztepenin tam başına haav kuvvetleri radar birliği kuruldu. Bu radar 1970 li yıllarda Perşembe ilçesine Sakarat’a taşınmıştır. Daha sonra Amerikan-İngiliz ortaklığı radarlar sökülmüş  personel ana birliğine dönüşmüştür.


                               ORDU HAKKINDA TARİHİ BİLGİLERDEN DERLEME

    Herkes tarihini geçmişini merak eder. Araştırır araştırma ihtiyacı hisseder. Bunu kısa zamanda yaşlı , ünlü kişilerden edinir. Traih uzun sürelidir. Bu yüzden gezip görerek, yaşlılardan, ünlü kişilerin hatıralarından, özgeçmişlerden, mezarlıklardan vs öğrenir. Bende  kendimce araştırdım ve Ordu ilim hakında bazı bilgileri edinip  herkesçe paylaşmayı istedim. 

                                        1950 li yıllarda orduda Kirazlimanın’da KEÇİKÖY'DE Memleket Hastanesi diye kurulan Devlet Hastanesi vardı. Birde Veremin çok yaygın olması nedeniyle Şimdiki Orta Caminin yanında verem Savaş Dispanseri vardı. Bir de küçükte Olsa Giresunda Verem Savaş  senatoryumu vardı. 1970 lerde orduya Verem Hastanesi yapılmıştı. ( Şimdiki Devlet Hastanesinin olduğu yer )

Sıtma savaş mücadele Merkezi olarakta Hükümet Caddesinde idi. Kapanınca Pasaloğlu pasajında bulunan karakol taşındı. Bu karakolda 2000 li yıllarda kaldırıldı.

KEÇİKÖY ADI NEREDEN GELİYOR?

Ordu Kasaba olduğu yıllarda  Orduyu fareler basmış ve halkın yiyeceklerine musallat olmuşlardı. Halk Mutasarıfa başvurup farelerden kurtarılmasını istemişlerdir. Mutasaarf ve ileri gelenler Orduya çok miktarda  Van  Kedisi  getirilmesini kararlaştırdılar.Van İline mektup yazdılar.

Van valiliği buna cevaben Orduya  Keçi sürüsü göndermiş. Keçi sürüsü Orduya gelince  şaşkınlık yaratmıştır. Bunun sebebi anlaşılmıştır. Vana yazıyı yazan Katip kedi yerine keçi yazmıştır.

Bu keçileri mutasaraflık  şehrin batısında Şimdiki Kirazlimanı ve çevresindeki ailelere 5 er 10 ar dağıtılmıştır. Bu yüzden buraya keçiköy adı zamanla yerleşmiştir.

1957 yılında  Orduya Bucak Mahallesinde yeni devlet Hastanesi temeli atıldı. Hastane  bahçeler içinde yolu olmayan  bir hastane idi. Hastanenin yapılmasıyla çok kısa sürede Mahalle büyüdü, yapılaşma arttı. 1970 lere doğru Kemer Köprüden Şifon Bahçeden patika yollardan hastaneye  çamur çorak çok gelip gitmiştim.  Şimdi bu hastane Önce Sağlık Müdürlüğü Bir bölümüde Ağız ve diş sağlığı Merkezi olarak görev yapmaktadır. Alt tarafı Kadın doğum Hastanesi ve 3 tanede Ordu Üniversitesi  ek binası inşa edilmiştir.

Yine 40-50 li yılarda eczaneler bugünkü gibi değildi. Takılda Şükrü Beyin Şifa Eczanesi ve Haydar Or adlı kişinin ilaç yapan iş yerleri vardı. İlaçlar öyle hemen alınamazdı. İlaç ısmarlama üzerine yapılırdı. Genellikle Aspirin, gripin, kinin, yara merhemi, karbonat, sirke ilacı, karbonat, tendürtdiyot, fitil   satılırdı.

                                                    ORDU VE SEL OLAYLARI

    Ordu deresi bol olan kenttir. Şu anda görünen Bülbül deresi (Eski boklu dere) şehri ikiye bölen en büyüğüdür. 1960 lara kadar taşan suyu ile Ordunun korkulu rüyası iken yapılan istinat duvarları ile şehir mahallelerini birbirine bağlayan köprüleri ile şehre ayrı bir hava katan deredir. Bülbül deresi kaynağı esasında Nizamettin Mahallesi topraklarıdır. Nizamettin Mahallesi Yaraşlı Köyü, Boztepe Köyü, Orhaniye Köyü,Burhanettin Köyü, Öceli Köylerine uzanan sınır olan Mahalledir. 1921 yılında Ordunun İl olması kararıyla beraber Ordunun Mahallesi olmuştur. Bunkadar geniş olan Nizamettin Mahallesinin diğer cılga derecikleri birleşip es sonunda Taşhane mevkiinde birleşir devamında Selimiye Mahallesi ile Bucak Mahallelerini ayırarak denize doğru devam eder. Şimdiki teleferik istasyonun yanında ( Şarkiye Mahallesi ) denize ulaşır. Bu rada 1980 yıllarına kadar Ordunun ihtiyaçlarını görmeye çalışan buzhane vardı. Bülbül deresi Üzerinde iki tane tarihi kemer köprü vardı. Bunlardan bir tanesi şu an yoktur. Bir atnesi Selimiye Mahallesi Cumhuriyet Caddesi üzerindedir.  Selimiyeyi Bucak Mahallesine ve akabinde Ordu Araştırma Hastanesi ve Köylere bağlar. Bu köprünün altı uzun yıllar hayvan pazarı olarak ta kullanılmıştır.

    Ordunun Selimiye Mahallesi ile Saray Mahallesini ayıran Hamam deresi vardı. Yine Saray Mahallesi ile Aziziye Mahallesini ayıran Aziziye deresi vardı. Boztepe’den akan bu dereler Düz Mahallede birleşir büyük sel felaketleri oluştururdu. Aziziye deresi bugün itibariyle düz Mahallenin altından denize ulaşır. Hamam deresi ise bugün Hükümet Caddesinin altından denize ulaşır. Bu iki dere zamana zaman kanalizasyon ekipleri tarafından temizlenmektedir.

    Taşbaşı Mahallesinde Taşbaşı deresi ile Keçiköyde ( Kirazlimanı Mahallesi )Uzluğa deresi vardı. Bu derelerde yine sellere sebep olurlardı. Belediyece bu derelerin de bakımı yapılmakta yerleşim yerleri korunmaktadır.

    1953 yılında Ağustos ayında büyük bir sel felaketi olmuştur. Bu selde Taşhane Mevkiinde meşhur çift taşlı  değirmen yok olmuştur. Millet düzünün tamamı fındık doluymuş( Mehmet Karakaya) Tüm serili fındık denize ulaşmıştır.

    Selimiye Mahallesinin alt kısımları, Elmalık Mahallesi,Düz Mahallesi, Bucak Mahallesi tamamaen sular altında kalmıştır.

    Bu yıllarda Civil Irmağı, hele hele melet Irmağı kenarları tamamen boştu ve ırmaklar gelişine akardı. Her taraf sular altında kalırdı Ancak yerleşim yeri olmadığından önemli değildi. Mesela Şimdiki yeni Mahalle, Şirin evler Mahalle, Akyazı Mahalle, Karşıyaka Mahallesi, Akyazı Mahallesi, Durugöl Mahallesi yoktu. Soya Fabrikasını  etrafı sulak, batak bir yerdiki ; şimdi burası işte Durugöl Mahallesidir. Civil deresi ile Melet Suyunun ıslah edilmesi ile bu Melet Irmağı ile Bülbül deresi arası Mahalleler doğmuştur. Civil deresi suyu Ordu Lisesi ilerisinde ve Melet suyu Soya Fabrikası yanında denize dökülür.




















2000 LERE KADAR  ORDU BELEDİYE BİNASI
TEK KUURMU AD BELEDİYE BÜNYESİNDEYDİ.



2000 LERE KADAR HİZMET VEREN BELEDİYE BİNASI 2010 LU YILLARDA YIKILARAK
BÜGÜNKÜ BELEDİYE BİNASI İNŞA EDİLMİŞTİR.

  




Şarkiye Mahallesi  


ORDU BÜYÜK ŞEHİR STATÜSÜNE GEÇİNCE 
ORDU BÜYÜK ŞEHİR BİNASI OLARAK HİZMET VERİLMEKTEDİR.


DEĞİRMENLERİMİZ

ÜNLÜ DEĞİRMENLERİMİZ



YUKARIDAN ÇARKLARA DÖKÜLEN SUYUN KUVVETİYLE
 DÖNEN TAŞLAR YILLARCA MISIRI UN HALİNE GETİRMİŞTİR.


METİN OĞULLARI DEĞİRMENİ,

HACI KADI OĞLU HAKKI DEĞİRMENİ,

HARAMLI SU DEĞİRMENİ




SU DEĞİRMENİ 


Bu değirmenler uzun yıllar Oğmaca Yaraşlı, Öceli, Boztepe, Kızılhisar Köyleriyle  Nizamettin Mahallesinin mısır unu ihtiyaçlarını karşılamıştır. 
Adeta  bu değirmenler bu yörelerin genellikle mısır unu un fabrikası görevini görmekteydi. Bu değirmenlerin çok oluşu o yıllarda bu derenin suyunun bolluğuna  işaret etmektedir.
Bugün bu değirmenlerin çoğu çalışmamakla beraber ayakta durabilenleri yöre halkını ihtiyaçlarını görmektedir.
Bu değirmenlerden işte Nizamettin Mahallesinde de Nizamettin Mahallesi ile Öceli Köyü sınırında akan derenin suyu ile çalışan iki su değirmenimiz vardı. Su değirmenleri zamanla harabe haline gelmiştir.
Bu değirmenlerin yerine daha sonra elektrikle çalışan mısır değirmenleri  yapılmış. 

SONUÇ ÖZET OLARAK

DEĞİRMENLERİMİZ

Çelebioğlu , Katırcıoğlu  ve Artıklı Köyünde Ali Ağa değirmenlerinin;  bugün Katırcıoğlu ile Çelebioğlu değirmenleri çalışmamaktadır.

Yemişli Köyü, Delikkaya Köyü, Akpıanar Köyü, Doğlu Köyü, Şuayp Köyü değirmenleri artık yoktur. YaraşlıKöyü, Nezir Başoğlunun değirmeni, Haramlo değirmeni,   Oğmaca Köyünde Gopça değirmeni,Nizamettin Mahallesi (bebğin su değirmeni ile Saminin su değirmeni, Elektrikli Rasim Akyolun değirmeni )  kayadibi Köyü, tepe köy Köyü, Tikence Köyü, Neneli Köyü  Paşaoğlu değirmenleri vardı. Bugün bunlardan Haramlo deresindeki aynı adlı değirmen çalışmaktadır.

Çambaşı yaylasında Karagöl yolu üzerinde Gavurbükü deresinde, Balık çiftliği yanında ve keyiş köprüsü yanında, Armut kolunda, ve diğer melet yaylalarında değirmenler vardı. Bunlardan bazıları bugünde çakışmaktadır.


NİZAMETTİN MAHALLESİ

Nizamettin Mahallesi 40.977417 enlem ve 37.870682 boylamda yer almaktadır. Semt/Mah olarak Nizamettin Mh. ve Merkez Altınordu ilçesine bağlıdır.
.Nizamettin Mahallesi posta kodu 52100,
Rakımı (deniz seviyesinden yüksekliği) 68 metredir
Boztepe mevkisi de 450 metredir. 
Tapu kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla  Taşocaklarının olduğu Mıntıkasına Taşocak mevkisi ; Mahallenin Merkezi Eski Adı Kuzköy  ; ÜST Tarafı Kuşcuören  ve Boztepe Mıntıkası Boztepe  olarak adlandırılmıştır. Ordu İl olunca Tüm bu mevkiiler Nizamettin Mahallesi olarak adlandırılmış olmakla , bugün Ordu ilinin yüzölçümü bakımından en geniş Mahallesidir. Mahallenin bu günkü yerleşim yerleri ve adları  tablodan anlaşılabilir. 



Küçük bulutlardan orta bulutun şehir tarafı Nizamettin Mahallesi Boztepe mevkiisi



Geceleyin Ordu
TELEFERİK HATTI İLE BOZTEPE
Nizamettin  Mahallesi


   
 NİZAMETTİN MAHALLESİ OKUL BAHÇESİ
Okul 1940 lı yıllarda yapılmış 2010 lı yıllarda taşımalı eğitimle kapanmıştır.





Nizamettin Mahallesi
Tomakinler Mevkiisi




Nizamettin Mahallesi 
CAMİ VE OKUL




Kış mevsiminde Boztepeden orduya  bakış





Teleferikle Boztepeye çıkış
Nizamettin Mahalle Boztepe Mevkiisi




Eskiden fındıklar elle toplanır harmana gelir , haftasında tırmıklarla dövülür, seçilir, kurutulurdu. Tırmıkla dövülen fındık kafsullerinde kalan fındıklar serendilere kaldırılır ayıklama sonra yapılırdı. Genellikle ayıklama işi kadınlarındı.
Kafsul ayıklama işi bazı yıllar Ocak şubat ayına kadar devam ederdi.

Bura halkının diğer geçim kaynağı mısır idi ki  hem ekmek, hem de hayvanların yemi olarak  vazgeçilmez üründü ki herkesin iyi kötü  mısır tarlası vardı. 
Güzün biçilen mısırların da ayıklama işi vardı i Ekim ayı bununla geçerdi. Yani fındık kafsulu ayıklama işi geri bırakılırdı. Keza mısır çürüme riski vardı.

Nizamettin Mahallede fındık yetiştirilir  Fındıkla geçinilir. Boztepe mevkiisinin fındıkları daha lezzetlidir. Nedeni Bol güneş alır ve fındık ince yağlı türündedir.





1970 -1980 yılları arası fındıkları ayırma işi tırmıklardan makinaya ( patoza ) düştü.
Bugün patozlar daha gelişmiş , hatta düz mahallerde toplamaya bile yardımcıdır.





Fındıklar deniz yoluyla alıcı ülkelere gönderilir.

Dünyada fındık üreten ülke       TÜRKİYE
Türkiyede en çok fındık üreten il                ORDU





Eskiden beri fındık şenlikleri yapılır.
İlk Fındık Şenliği 
İlk fındık ihracatı sırasında kurbanlar eşiğinde bando 





Nizamettin Mahallesinde her çeşit meyveler yetişmektedir.
Muhacir üzümü ( kokulu üzüm ) 


FINDIK FABRİKALARI

1850 yıllarında Abulhayır Kestane Köyü, Alibey Köyü ,Sayaca Köyünde üretilmeye başlanmıştır. Kasabada ilk eczanede Ölmezoğlu Artin Efendi tarafından açılmıştır. Orduda eskide fındıklar Gürgenteliler, Gölköylüler, Aybastılılar tarafından toplanırdı. Hacı Kazımın hanında yatarlar  buzhanenin önlerinde yatarlar, buralardan bahçelere giderlerdi.

1980 Li yıllara kadar Tarabzon Caddesi, Süleyman Felek Caddesi boyunca  bir çok fındık kırma fabrikaları vardı.bu fabrikalar 1990 yıllarında şehrin büyümesi ile tamamen şehir dışına çıkarıldı. Fındık fabrika sahipleri;

Yıldırımlar, Abbas Furtun, Rüştü Hekim, Halil ve Yusuf Yürür, Hüseyin Furtun, Hamit Akyol, Orhan Turnalı, Muharrem Doğruyol, Halit Gürsoy, Yusuf Köksal, Namık Karadağ, Hüseyin Köksal, İsmet Şenocak, Sebahattin Köksal, Ahmet Sipahioğlu, Mustafa Poyraz, Sağra, Karalar, Fiskobirlik

Bunlardan başka sadece fındım alımı yapıp fabrikatörlere satan  Manavlar da vardır. Ethem Köksal, Mustafa Doğrucu, Cemal Cengiz, Hasan Şenocak, temel Karadağ, Artin Çiftçi, Rıfat Furtun vs.

İlk fındık işleri Kahraman Sağra önderliğinde Sağra kuruluşu  tarafından yapılmıştır. Devlet olarak Fiskobirlik çiftçi ortaklığı kurulmuştur. 1999 -2000 yıllarına kadar  fiskobirlik başarılı işler yaptıysa da  siyasi ve yanlış yönetimler yüzünden işlevini yitirmiştir. 2001 yılında ilk kez devlet birliğe  el koymuş köylünün fındığını maliye bakanlığı hazine adına adına alıp Fİskobirliğin borçlarını sübvanse etmiş, 2000 yılında mevcut hükümet  ( Masum Türker ) Dünya bankasını Çiftçiyi Destekleme fonu kurulmuş Çiftçiye ek gelir olarak Doğrudan Gelir Desteği, Mazot Yardımı, Gübre Yardımı  adında dönüm başı olarak ödeme yapılmıştır. Bu Karşılıksız dünya Bankası desteği 2010 yılında sona ermiştir. Ancak Türkiye bütçesinin Çiftçiyi destekleme payında  bu ödemenin devam etmesi sağlanmış ancak dönüm başına verilen ödenekler artırılmadan devam etmektedir. Bugün dekar başına  170 TL , Mazot desteği  4 TL ve Gübre desteği 16 TL olarak ödenmektedir. Fiskobirlik  kendini yeniden işlevli haline getirmesi için önlemler aldıysa da taşınmaz mallarının sattıysa da  ekonomik olarak düzlüğe çıkmak istemişse de ve devletin de Fiskobirliği desteklemek yerine TMO  yu  desteklemesi bir sonuç getirmemiştir. Bugün hal 2021 sezonunda yeterli alımı satımı yapamamaktadır. 2002 yılından beri TMO  fındık alımı yapmaya çalışmakta hükümet taban fiyatı açıklamaktadır. (2020 destekleme fiyatı : 22,5    2021 yılı desteleme fiyatı  26,5 ) 

En büyük fındık işleme Sağra atrafından yapılmıştır. Orduda Nugatella, Sagra,  adı altında dünyaca ünlü çeşitli çikolatalar yapılmıştır. Kahraman Sağranın  ölümünden sonra  oğlu Ünal SAĞRA 1970 Lİ yıllarda Almanlarla işbirliği yaptıysada tesislerin devamlılığını sağlayamadı. Birkaç kez başka firmalarla ortaklık yapıp durumu kurtarmaya çalıştıysa da  ne yazık ki fabrika Düzce ye taşınmış  yabacı tekellere geçmiştir.

 

Fındıktan başka ilimizde Bol patates, yumurta, kabak çekirdeği, mısır, fasulye, ceviz üretimi  ve  küçükbaş hayvancılığı yapılıyordu. Bu ürünler deniz yoluyla genellikle İstanbul’a gidiyordu. Bu işlerin tüccarı olarak ; Halis Felek, Ziver, Osman Akın, Ferit Ertürk, Adil Karlıbel vb  kişiler bu işlerle

 uğraşırlardı.


ESKİ BELEDİYE 

ŞİMDİ BURADA BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ VAR


SAHİLDE 





1930  ORDU SAHİLİ 


TAKILDA ALIŞVERİŞ


ALIŞ VERİŞ MERKEZİ TAKILDAN



BİR ZAMANLAR SANAYİ DENİLİNCE 
SÜMERBANK
DOKUMA, SANAYİ ÜRÜNLERİ, AYAKKABI, YAĞ ....
HERŞEYİ İLK VE KALİTEYDİ.


ORDU BOZTEPE TELEFERİK HATTI




ORDU SOYA YAĞ FABRİKASI



RESMİ BİNALAR


TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ 2024



ORDU VALİLİĞİ 
SARAY MAHALLESİ 



ORDU VALİLİĞİ   2024  YENİSİ



2012 KASIM /  6360 SAYILI BÜYÜKŞEHİR KANUN

Kaynak:  (12.11.2012 tarih ve 6360 sayılı Kanun, 06.12.2012 tarih ve 28489 sayılı Resmî Gazete)

Kaynak: İMPOMES YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI VE YÜKSEKŞEHİR VE BÖLGE PLANCISI  Müberra OFLAZ

30 İlde 16220 köy mahalle oldu.

1053 belde mahalle oldu.

Bu durum mücavir alan dışında ve köylerde alınmayan emlak vergileri alınacak ve normal şehirlere göre 2 kat alınacak.

12 Kasım 2012 de kabul edilen 6360 sayılı Büyük Şehir Yasası ile Köy Tüzel Kişilikleri kaldırıldı.  KÖYLER Mahalle oldu, Belde Belediyeleri ilçe belediyelerine katıldı.

16000 aşkın köy Mahalle oldu.

Köylerden Mahalleye dönüşen bu yerlerde emlak vergileri ,Çevre temizlik vergileri, diğer harç ve katılım payları  2014 ; sonra 2020 yılına, daha sonra 2022 ye ertelenmiş, daha sonrada  ;  12 mart 2023  tarihindeki  yasa ile 31 Aralık 2025  e   2026 yılına ertelenmiştir. 2026 yılından itibaren emlak vergileri ,Çevre temizlik vergileri, diğer harç ve katılım payları ödenmeye başlayacaktır.


Büyükşehir belediyeleri

Kuruluş tarihi

Nüfus (2021) [8]

İlçe sayısı

Adana Büyükşehir Belediyesi

5.06.1986

2.263.373

15

Ankara Büyükşehir Belediyesi

23.03.1984

5.747.325

25

Antalya Büyükşehir Belediyesi

9.09.1993

2.619.832

19

Aydın Büyükşehir Belediyesi

6.12.2012

1.134.031

17

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi

1.250.610

20

Bursa Büyükşehir Belediyesi

18.06.1986

3.147.818

17

Denizli Büyükşehir Belediyesi

6.12.2012

1.051.056

19

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi

9.09.1993

1.791.373

17

Erzurum Büyükşehir Belediyesi

756.893

20

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi

898.369

14

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi

20.06.1986

2.130.432

9

Hatay Büyükşehir Belediyesi

6.12.2012

1.670.712

15

Mersin Büyükşehir Belediyesi[9]

9.09.1993

1.891.145

13

İstanbul Büyükşehir Belediyesi

23.03.1984

15.840.000

39

İzmir Büyükşehir Belediyesi

4.425.789

30

Kayseri Büyükşehir Belediyesi

7.12.1988

1.434.357

16

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi[4]

9.09.1993

2.033.441

12

Konya Büyükşehir Belediyesi

20.06.1986

2.277.017

31

Malatya Büyükşehir Belediyesi

6.12.2012

808.692

13

Manisa Büyükşehir Belediyesi

1.456.626

17

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi

1.171.298

11

Mardin Büyükşehir Belediyesi

862.757

10

Muğla Büyükşehir Belediyesi

1.021.141

13

Ordu Büyükşehir Belediyesi

14.03.2013

760.872

19

Sakarya Büyükşehir Belediyesi[6]

6.03.2000

1.060.876

16

Samsun Büyükşehir Belediyesi

9.09.1993

1.371.274

17

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi

6.12.2012

1.113.400

11

Trabzon Büyükşehir Belediyesi

816.686

18

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi

2.143.020

13

Van Büyükşehir Belediyesi

1.141.015

13

Toplam

66.092.128

519

Kırsal Mahalle olma hakkı

2020 yılında Köy vasfını yitirmiş mahallelere Kırsal Mahalle olma hakkı getirilmiştir. Kırsal Mahalle olma başvurusu getirilmiştir.

İlçe Belediye Meclisi teklifi ile Büyükşehir Belediye  Meclisi kararı ile olacaktır.

 

Kırsal Mahalle olma hakkı alabilenler:

1-iş yeri olarak kullanılan,bina,arsa,araziler gelir vergisi muafiyeti olanlar esnaf ve basit usulde vergilendirilenler  emlak vergisi ödemezler.

2-Tarımsal amaçlı kullanılan arazilerde emlak vergisi alınmazlar.

3-Kırsal Mahallelerde bina,arsa,arazilerde ticaret,sanayi,turizm tesisi yapılması, işletilmesi durumında emlak vergisi %50 indirimli uygulanır.

4-Kırsal mahallelerde yapılacak inşaatlarda ruhsat harçları, imarla ilgili harçlar, belediye gelirleri kapsamında tüm harçlar %50 indirimli uygulanır.

5- Tüm içme suları, Kullanım suları en düşük tarifeden olmak şartıyla  Konutlarda  %254 ,  iş yerlerinde % 50 geçmeyecek şekilde ücretlendirilir.

 

15 Nisan 2021 PERŞEMBE  Resmî Gazete   Sayı : 31455

YÖNETMELİK

Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:

KIRSAL MAHALLE VE KIRSAL YERLEŞİK ALAN YÖNETMELİĞİ

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alanı, bunların tespitine ilişkin işlemleri, bu yerlerde uygulanacak muafiyet ve indirimleri düzenlemek ve diğer hususların açıklanmasını sağlamaktır.

(2) 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi ile 27 nci maddesi uyarınca belirlenen kırsal yerleşik alan ve civarı sınırlarına ilişkin hükümler bu Yönetmeliğin kapsamı dışındadır.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun ek 3 üncü maddesine ve 10/7/2018 tarihli ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 97 nci maddesinin birinci fıkrasının (o) bendine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Bakanlık: Çevre ve Şehircilik Bakanlığını,

b) Kanun: 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununu,

c) Kırsal mahalle: Kanunun ek 3 üncü maddesi kapsamında belirlenen mahalleyi,

ç) Kırsal yerleşik alan: Kanunun ek 3 üncü maddesi kapsamında belirlenen ve tamamı kırsal mahalle olarak tespit edilmeyen mahallelerde on bin metrekareden az olmamak kaydıyla belirlenen alanı,

d) Şehir merkezi: Büyükşehir ilçe belediye sınırları içinde halkın yoğun olarak ikamet ettiği ya da sosyo-ekonomik nedenlerle etrafındaki yerleşim yerlerinden olumlu anlamda ayrıldığı veya imar ve altyapı hizmetleri bakımından bütünlük gösteren ticari, sosyal, kültürel yapılar ile kamu hizmetlerinin yürütüldüğü yapıların bir arada bulunduğu yerleri,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Kırsal Mahalle Esasları, İşlemleri ve Uygulamaları

Kırsal mahalle tespiti

MADDE 4 – (1) Kırsal mahalle, büyükşehir belediyeleri sınırları içinde olup 1984 yılı ve sonrasında köy veya belde belediyesi iken mahalleye dönüşen mahallelerde tespit edilir.

(2) Kırsal mahalle tespit edilirken birinci fıkradaki şartın yanı sıra söz konusu alanlara tanınacak muafiyet ve indirimler göz önünde bulundurularak belediye sınırları içinde benzer durumda olan yerler bakımından adalet, eşitlik ve genellik prensipleri de dikkate alınır.

(3) Bir mahallenin kırsal mahalle olarak tespit edilebilmesi için;

a) Kırsal yerleşim özelliğinin devam edip etmemesi,

b) Şehir merkezine olan uzaklık ve ulaştırma durumu,

c) Belediyelerin yol, su, atık su, katı atık, toplu taşıma gibi hizmetlerinden en az birine erişebilme imkânına tam kapasitede ulaşabilip ulaşamaması,

ç) Mevcut yapılaşma durumunun kırsal niteliğinin devam edip etmemesi,

d) İmar mevzuatı uyarınca yerleşik ve gelişme alanları içinde olup olmaması,

e) Sosyo-ekonomik olarak; kırsal nüfus oranının yüksek olması, yüzölçümünün önemli bir kısmını tarım, orman, mera, yaylak ve kışlak arazilerinin oluşturması, tarımsal üretimin, hayvancılık ve orman faaliyetlerinin başlıca geçim kaynağı olarak tespit edilmiş olup olmaması,

hususlarından bir veya daha fazlası ile benzeri hususlar dikkate alınır.

Kırsal yerleşik alan tespiti

MADDE 5 – (1) Uygulamanın mahalle düzeyinde yapılması esastır. Bununla birlikte mahalle bütünlüğü içinde 4 üncü maddede belirtilen şartları taşımaması nedeniyle kırsal mahalle olarak tespit edilemeyen mahallelerdeki on bin metrekareden az olmayan alanlar, 4 üncü maddede belirtilen ilkelerde ve şartlarda kırsal yerleşik alan olarak belirlenebilir.

(2) Kırsal yerleşik alanlar, bir mahallenin veya birden fazla mahallenin bir kısmını içeren yerlerinde tespit edilebilir.

Belediyelerce yapılacak işlemler

MADDE 6 – (1) Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan belirlemesi için önce ilgili ilçe belediye meclisince karar alınır. Teklifi içeren bu karar, gerekçeleri ile beraber büyükşehir belediye başkanlığına gönderilir. İlçe belediye meclisinin kararının ve teklifinin büyükşehir belediye başkanlığı kayıtlarına intikal ettiği tarihten itibaren büyükşehir belediye meclisinin yapacağı ilk toplantıda karar ve teklif gündeme getirilir ve büyükşehir belediye meclisi, en geç doksan gün içinde kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan tespitine ilişkin kararını verir.

(2) Büyükşehir belediye meclisi belirtilen süre içinde karar almak zorundadır. Büyükşehir belediye meclisi, ilçe belediyesinden gelen teklifi aynen veya değiştirerek kabul eder ya da reddeder.

(3) Büyükşehir belediye meclisi, ilçe belediyesinden gelen kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan teklifini değerlendirirken;

a) Kırsal mahalle ile ilgili teklifi, mahallenin bitişiğindeki diğer mahalleler ile ekonomik ve sosyal bütünlüğün gerektirmesi halinde komşu mahallelerde kırsal yerleşik alan belirlemek suretiyle genişletme veya daraltma,

b) Bir mahalle içindeki kırsal yerleşik alanla ilgili teklifi, mahalle sınırlarına kadar genişletme,

yönünde karar alabilir.

(4) Büyükşehir belediye meclisi, ilçe belediyesinden gelen kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan teklifini ilçe belediyesi sınırlarını kapsayacak veya aşacak şekilde değiştiremez.

(5) Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak tespit edilen yerler için bir süre kısıtlaması öngörülemez. İlçe belediyelerince kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak tespit edilen yerlerin bu özelliklerinin kaybedildiğinin tespiti halinde Kanunun ek 3 üncü maddesi uyarınca bu maddedeki usulle kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan niteliği kaldırılabilir.

Karar ve duyurulması

MADDE 7 – (1) Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan belirlenmesine ilişkin alınan büyükşehir belediye meclisi kararlarına belirlenen alanın koordinatları eklenir.

(2) İlçe belediyesi meclisi ile büyükşehir belediyesi meclisinin kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alanla ilgili kararları diğer meclis kararları gibi uygun yöntemlerle duyurulur.

Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alanın uygulama süresi başlangıcı ve sona ermesi

MADDE 8 – (1) Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alanın ilanı sonrasında bunlarla ilgili uygulamalar, ilgili büyükşehir belediye meclisi kararının verildiği yılı takip eden takvim yılının başından itibaren başlar.

(2) Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alanlar ile ilgili uygulamalar, 6 ncı maddedeki usule göre yapılacak çıkarılma işlemine ilişkin ilgili büyükşehir belediye meclisi kararının verildiği yılın sonuna kadar devam eder.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Muafiyetler, İndirimler ve Süreler

Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alanlara tanınan muafiyetler

MADDE 9 – (1) Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak belirlenen yerlerde;

a) Gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan bina, arsa ve araziler ile mesken amaçlı kullanılan binalar ve zirai istihsalde kullanılan bina, arsa ve araziler emlak vergisinden,

b) 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca alınması gereken bina inşaat harcı ile imarla ilgili harçlardan,

muaftır.

Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alanlara tanınan indirimler

MADDE 10 – (1) Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak belirlenen yerlerde;

a) Ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılan bina, arsa ve araziler için emlak vergisi %50,

b) 2464 sayılı Kanun uyarınca alınması gereken vergi, harç (bina inşaat harcı ile imarla ilgili harçlar hariç) ve harcamalara katılma payları %50,

indirimli uygulanır.

(2) Bu yerlerde, içme ve kullanma suları için alınacak ücret; işyerleri için belirlenmiş olan en düşük tarifenin %50’sini, konutlar için belirlenmiş olan en düşük tarifenin %25’ini geçmeyecek şekilde belirlenir.

Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alanlarda uygulanmayacak muafiyetler ve indirimler

MADDE 11 – (1) Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak belirlenen yerlerde, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca bilanço esasına göre defter tutan (sadece hasılat defteri tutan yabancı nakliyat kurumları dâhil) mükellefler, 9 uncu ve 10 uncu maddelerde belirtilen muafiyet ve indirimlerden yararlanamazlar.

(2) Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan uygulamasında muafiyet ve indirimlerin başlaması ve son bulmasında, 213 sayılı Kanuna göre bilanço esasına göre defter tutma yükümlülüğünün başladığı ve son bulduğu tarihler dikkate alınır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Diğer hususlar

MADDE 12 – (1) Kanunun ek 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak belirlenen yerlerde uygulamanın yürürlüğe girmesinden sonra 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile köy veya belde belediyesi iken tüzel kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüştürülen yerlere anılan Kanunun geçici 1 inci maddesinin onbeşinci ve yirmidokuzuncu fıkraları uyarınca tanınan muafiyet ve indirimler uygulanmaz.

(2) Kanunun ek 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 12 nci maddesinin yedinci fıkrası ile 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun ek 17 nci maddesi hükümlerinden yararlanan yerler; kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak belirlenmesi halinde Kanunun ek 3 üncü maddesi hükümlerine aykırı olmayan hak, sorumluluk ve imtiyazlardan faydalanmaya devam ederler.

(3) Kanunun ek 3 üncü maddesinde belirtilen muafiyetler ve indirimler ilgili mevzuat hükümlerine göre yürütülür.

Yönetmeliğin uygulanmasında sorumluluk

MADDE 13 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasından doğabilecek tereddütleri gidermeye Bakanlık yetkilidir.

Yürürlük

MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.



xxxxxxxxxxxxx

GENEL OLARAK KANUNDA DÜZENLENEN HUSUSLAR ·

1.        Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van olmak üzere 13 ilde büyükşehir belediyesi kurulmaktadır.

 

2.         · Büyükşehir belediyesi kurulan 13 ilde 24, Zonguldak’ta 2 olmak üzere toplam 26 yeni ilçe kurulmaktadır.

 

3.        · Toplam nüfusu 750 bin ve üstünde olan bütün illere büyükşehir belediyesi statüsü verilmektedir. Bundan böyle nüfusu 750 binden fazla olan il belediyeleri kanunla büyükşehire dönüştürülebilecektir.

 

4.         · Mevcut 16 büyükşehirle birlikte toplam büyükşehir sayısı 29 olmaktadır.

 

5.        Mevcut Büyükşehirler (16 İl) Yeni Kurulan Büyükşehirler (13 İl)

 

6.        Adana Ankara Aydın Balıkesir Antalya Bursa Denizli Hatay Diyarbakır Eskişehir Malatya Manisa Erzurum Gaziantep Kahramanmaraş İstanbul Mardin İzmir Muğla Tekirdağ Kayseri Kocaeli Trabzon Konya Şanlıurfa Mersin Van Sakarya Samsun

 

7.        · Büyükşehir olan 14 il (İstanbul ve Kocaeli hariç) ve yeni kurulan 13 büyükşehir olmak üzere toplam 27 büyükşehirde, büyükşehir belediyesi sınırları il mülkî sınırları hâline getirilmektedir.

 

8.        İstanbul ve Kocaeli illerinin büyükşehir belediye sınırları 10.07.2004 tarih ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun Geçici 2’nci maddesi ile il mülkî sınırları olarak belirlenmiştir.

 

9.        · Büyükşehir belediyesi seçimlerinde seçim çevresi, büyükşehir belediye sınırı, yani ilin mülkî sınırı olacaktır. · Büyükşehir olan illerde İl Özel İdareleri’nin tüzel kişiliği, bucaklar ve bucak teşkilâtları kaldırılmaktadır.

 

2011 yılına ilişkin "Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları" dikkate alınmış ve 12 Kasım 2012 tarihi itibarıyla Büyükşehir yasa tasarısı, Meclis Genel Kurulunda kabul edilerek 6360[4] sayılı kanun olarak yasalaşmıştır. Büyükşehir olan iller ve nüfusları:[5]

        HATAY: 1.503.066







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder